Hakta hukukta sevgide ilimde onurda hasysiyette özgürlükte vicdanda akilda fikirde egitimde üretimde ögretimde izi yüzü yolu yönü emegi niyeti ve zahmeti olmayan ilgisiz iletisimsiz ALTYAPISIZLIK, korkunc bir bozulusun kendi canini dahi tasimakta zorluk ceken güc-bela ayrilis kopuslara birbirini sürekli ezip üzen izdiham yikim iginaklarini yapilanir ve sürekli PARAMPARCALILIGA yiginlasip yerlesir…
Hayatta hic bir eder –deger karsiligi olmayan ….
Hayatin ve Dünya dogalliginin sunup zengin ettigi bütün bitmez tükenmez degerleri ihmal ve inkar ede ede kendi canini dahi bir kerteden sonra tasimakta yorulmus ezilmis darginliklara küskünlüklere körlüklere isgallere talanlara tecavüzlere mecbur ve muhatap kilarak, her nezaman nerde kime yahut nereye yakinlasip yanasip dokunursa ilisip yapisip dokundugu her yerin her türlü olumsuzluk yükleyen DEGERSIZLIGINi sonsuz bir ölümle parlatip cilalayan hantalliga tembellige hoyratliga bikmisliga bezmislige kayitsizliga bencillige yozlasmaya yipranmaya cürümüslüge alcalmaya kücülmeye ufalmaya bölünmeye uyuzlasmaya kokusmusluga bitmislige tükenmislige caresizlesmeye bagnazlasmaya cöplesmeye zivanalasmaya zebanilesmeye mahluklasmaya mikroplasmaya zikkimlasmaya zehirlesmeye egilip bükülmelerin kimyasallasmis uyusmus felaketini kalibina yedirip eslenir hale gelir insan…
Devamli her an evvel herkes herkesten acimasizca ve amansizca uzaklasip kacmaya, kacarken devamli herkes herkesten birseyler kacirip kurtariyormus gibi ilgisiz sevgisiz saygisiz hukuksuz haram veranlar karmakarisigindan korkuyu telasi yarisi kibiri tenezülü magrurlugu kini kesadi fesadi fitneyi ahlaksizligi onursuzlugu acimasizligi üstün olup üstün gelme marifet ve hünerliligii her an ve herkes herkesten evvel birbirine dalip deviren kin kavga gürültü catismalarinin ortalarinda yiginlasip yogunlasmis bulmaktaysa eger…
Meger her kurdugu iliskiden kesintisiz cökme ve cürümeler koparip hayatina üstesinden gelemeyecegi yikintilari yigan bitmis tükenmislige insanligini öldürüp, ugradigi felaketin bütün besleyip bileyen olumsuzluklarini kisilik ve karakterine (kendi yoklugu yerine haddi hududu bilinmez korkunc büyüklükte yabancilasmalari ve yozlasmalari özenmis donanmis olan) azmis ve sapkinlasmistir halinden habersize kulkurban giden insanlik…
Yasamin anlamini yasamayi dinc diri uyanik ve ayakta tutan kaynak aktarimiyla dünden yarina dededen toruna özden esasa gecmisten gelecege hic eksiltmeden ve hatta cogalan insanlik kadar deger büyütüp DEGERLiLiK üretmek zorunda olmasi gerekirken, herzaman her yerde bikip usanmadan basinin üstünde tasimasi durumunda oldugu aklini kalbinin sinir had hudut tanimayan hak hukuk kültür paylasim emek ve insan severliligine karistirip hayata harman etmekle ancak yasadigi hayatin özünü soyunu degerliligini ve güzelligini özümseyip devamini saglayabilecekkken…
Bütün insani iliski kurma yeteneklerini acimasizligin yikimin mahluklasmanin tembelligin hantalligin heran her yerde TÜKENMEYE ve HICLESMEYE (nerde nicin niye hic yoktan yok yere kusulmus beyin artiklandirilmis akil kulplu kuyrukluluga bagimlilastirilmis dürtüler esaretiyle kavgaya tutusup kupkuru gürültü koparma haset fesat yarislarina kosullandirildigini dahi bilmeyen SORVAYVUR tipli Biri Bizi Dikizliyor modali müzzikli ve gösterisli tavlayip tavlama avanaklastirmalariylak) her türlü asagilasmayi icine bosaltip disina süsleyen gerilimli bunalimli sorunlu arizali mutsuz berbat bulasik boyali badanali bencil bagnaz doyumsuz üretimsiz paylasimsiz sevgisiz saygisiz beali dertlihastalikli kayitsiz gailesiz gayretsiz inancsiz birikimsiz uyuz uyusuk ve huzursuzlugun besleyip kaplayip sokaga saldigi ve kim neresinden ular büker dürterse ona göre kendine sekilden sekile giren GLOBAL kostümlü korkuluk kuklalik dangalagini canli tutupTERÖRIZE etmeye mezarlasir…
..
Biliyor musun abi?
Bugün Babalar Günü.
Gidişinin üzerinden yedi ay geçti,
Ama acın geçmedi…
Sen gittin abi.
Biliyor musun abi?
..
Babalar günü hııı! babası olanlar için herhalde.Olmayanlar,babasını görüpte doyamıyanlar, hayalinde zar,zor hatırlayanlar...Hadi bakalım büyük bir şamata..vayda vay! yer yerinden oynasın....
-İyide bana ne......
Ben küçüktüm babacığım gidende.Gitti bir dahada gelmedi!
-Beklemedim mi yollarını? Çoooook bekledim..lakin o yol ne uzundu....
Bayramlar geldi,annem güzel elbiseler dikti, kırmızı rugan ayakkabılar aldı.Sevinmedim mi? sevindim,oynamadım mı? oynadım ama bir şeyler vardı o zaman ki minicik yüreğimde.Bir şeyler oluyorduda ben çözemiyordum.Şimdi bunun adını koyuyorum BABASIZLIKMIŞ!
ilk yalanımı öğretmen okulunda söyledim.....
-Baban var mı?
..
Haydi anne, bana babamı anlat biraz,
Yakışıklı mıydı anne?
Yoksa filmlerdeki o kötü adamlara mı benziyordu?
Ama benim babam kötü değildi,
Söylesene anne;
Kötü değildi değil mi?
..
SEVGİLİ BABAM
Sevgili babam;
Gözümü açıp gördüğüm,canı gönülden sevdiğim
..
Bu gün Babalar Günü imiş,
Öyle diyorlar,
Kutlu olsun dediler,
Oğlum ve kızlarım.
Olsun olsun da,
Ben kime diyeyim,
Ben kime diyeceğim.
..
Ah bir bilsen aşkım
Bir bilsen
Gece saat tam üç
Boğazın serin sularına
Vuruyor şehrin ışıkları
Işık yüklü irili ufaklı gemiler
Süzülüp gidiyor
..
Türk Ulusu,
adları ister İŞİD, ister ÇİŞİD olsun
Her ne olursa olsun
terör eylemlerini yapanların arkasında
Hz Muhammet’i peygamber
müslümanlığı ilahi din
Türkleri insan olarak
..
Topragin altindaki demir bakir kursun altin teneke hurda yiginini TOPRAGIN bütün yasamsal ve hayati degerdeki hükmüne topyekün ve kabala silen süpüren hesapla esit ayar ve denk saymak, bedelli ihaleli tüm gözü dönmüs yüregi kaypaklasmis insanligi ölmüs ilgisi ve iliskisi icinde her türlü kokusma cürüme yalnizlasma ve yabancilasma sapkinligini besleyip barindiran ZENGiNLiK anlayisindan ileri geri gelen harabelesme canavarliligidir.…
Muazzam ve müthis derinlik derecesinde tuttugu yol güttügü niyet isledigi fiil yürüttügü faaliyet kurdugu düzen kurguladigi tezgah istifledigi bozgun istikrarsizlastirdigi ahlak islevsizlestirdigi inanc sahtekarlastirdigi aliskanlik soyutlastirdigi sohbet samimiyetsizlestirdigi bag bulandirdigi akil berbatlastirdigi fikir itibarsizlastirdigi haysiyet örenlestirdigi kültür ahmaklastirdigi düsünce coraklastirdigi tepki kuraklasstirdigi duyarlilik cöplestirdigi kisilik kanunsuzlastirdigi adalet kimsesizlestirdigi toplum sevgisizlestirdigi bencillik saygisizlastirdigi kalabaliklasma yurtsuzlastirdigi insanlik ölümü mahrumiyetini her saniyesi heran degisen günlük gündemlerinde birligi bütünlügü bozulmus ve aidiyetliligini önceligini yitirmis tam bir sessizliik yilginlik suskunluk bezginlik karanlik korku kusku yagma yikim karisimi ögün tayinlariyla bogusmaskan hakkini hukukunu huzurunu birtürlü bulamayan caresizlik numunesi felakete dönüsmüslügün tepeden tirnaga varini yogunu ele gecirip talan tarumar eden basibozuk ve basina buyruk egilimlerle evrilip cevrilen dolasimdir bu, canavarlastikca doyumsuzlugu azip kuduran had hudut bilmez tanimaz tedavül…
Karakterini KILISENIN (dünyanin neresinde ne zaman nasil olup bittigi hic farketmeksizin ayni kirli algi yapip yönetme kanallkariyla her türlü din davranis tutum fikir dükkanlasma tüccarligini inanc ilim bilim diye alip satan cennet-cehennem demokrasi yahut insan haklari levhali notercierinin) IMPARATORLUKLARIN KRALLIKLARIN TEFECiLERiN TALANCiLARIN oturus kalkis suyu ve soyundan alan bu gecmisi sapasaglam haydut harami hin hainlik gelenegi bugün oldukca teknik donanim hile hurda oyun kurgu plan desise züppe kahpe rüsvet gasp yol kuyruk dalkavuk tasaron piyon usaklik hainlik kaypaklik degiskenlik firildaklik bakimindan olgunlasmis ilerlemis ve azdikca azmanlasmis HACLI SEFERCiLiGi haliyle BOP serbest piyasa yeni dünyaciligina zirvelesip doruklasmis küresel-yerel zifir zindan konumuna sirketlesip sermayedarlasmis durumda…
Sipsivri…
Sakattan sakat..
Keskin mi keskin…
Korkunc mu korkunc….
..
Yerin dibinden verilen körüklü yaşam,
Karanlıklardan, ışık ürettiğin madenden.
Bilmez çok kimse neler çektin sen.
Ama bilir kaleminin şairin önsezisi …
Yazarın cümleleri fark eder ve dillendirir …
Spatulasınca oynak fırça darbeleri
Onun, ressamın, paletten tuvale …
..
Çocukların “anneciğim”, “babacığım” sesleri cıvıl cıvıl iken annesi, babası veya her ikisi de olmayan bir çocuk neler hisseder bilir misiniz? Anneler günü olur, babalar günü olur; ya o günlerde? Bana sormayın sakın, ben bilemem çünkü ben evlenip çoluk çocuğa karışıncaya kadar babam başımdaydı. Annem ise Allah uzun ömür versin, halen yaşıyor.
Ömrünü yetimlere adamış biri düşünün. İşte Cennet’lik budur demek gelir içinden insanın. Kimin Cennet’e gideceğini yalnız Allah bilir. Buna rağmen “Cennet’te olacağından emin olduğunuz birini söyler misiniz? ” diye sorulsa bana, aşağıda anlatacağım Kadriye Teyze derdim. Hem de tereddütsüz.
Bir evde olgun bir kadın gerekiyor. O evin işlerini çekip çevirmek ve çocuklara gerekli olan anne şefkatini verebilmek için. İşte bu anne olmazsa bu iki fonksiyonu evin en olgun hanımı yerine getirmek durumunda kalır. 3 erkek ve 3 kızdan oluşan 6 çocuklu bir ailenin en büyükleri olan Kariye de bu görevi üstlenmek zorunda kalmıştı. 15 yaşındaki Kadriye 5 tane yetim kardeşine hem abla, hem de anne şefkati göstermek durumunda kalırken, yaşamının bundan sonraki bölümünde hep buna benzer bir görevi üstleneceğini de asla bilemezdi.
Kadriye cahildi. O zamanlar köylerde okul bulunmazdı. Yakınlarında okul bulunan yerlerde de kız çocukların okula verilmesi kabul görmezdi. Kadriye de okul görmemişti. Ayrıca o zamanların yaşam tarzında bu yaştaki kızların kendisine teklif edilen evlenme taleplerini başkalarıyla görüşmesi de olası değildi. Kimseye akıl danışması mümkün değildi. 15 yaşındaki bir cahilin vereceği bir karara bağlıydı yaşamının bundan sonrası. Karar vermesi gereken de yine babası gibi dul kalmış ve 6 tane çok daha küçük çocukları olan bir adamın teklifiydi. Teklif tabi ki günümüzdeki evlenme teklifleri şeklinde değil, kaçırılma teklifleri şeklindeydi. Kadriye 5 yetim kardeşine olan ablalık ve annelik görevini bırakıp biri kız olan 6 çocuğa üvey annelik görevini seçmişti. Köyün tabiriyle “kocaya kaçtı”. Bir söylentiye göre Kadriye’ye büyü yapmışlardı.
..
“Eyvallahım olmaz kimseye” diyormuşsun! Duyuyorum çok da dik başlıymışsın, yarınların yok aklında, hayatla inatlaşıyormuşsun! “Kader/alın yazısı” nedir bunlar diye dalga geçiyormuşsun, hatta dümdüz olmalıymış yürüdüğün bütün yollar. Gençlik, zenginlik, varlık, sağlık aynı tempoda sürüp gitmeliymiş, kimseye muhtaç olmak diye bir şey olmazmış! ..
Dün ve bugündür sadece seni saran, öyle sanıyordun değil mi? Yarınların, yarının dünyasında bekler seni, öyle biliyordun değil mi? Yanlış düşünmüşsün, dinle bak, gerçekleri anlatacağım sana:
Yaş alırsın yollar uzar, zaman daralır
Omzundaki yük her gün biraz daha ağırlaşır
..
bugün cumartesi
o gün günlerden neydi
yağmur var mıydı
hava soğuk muydu sıcak mı bilmem
unuttum
kocaman gözlerinde
küçücük öpücükler
..
bir yangın yeri yüreğim,
toz, duman içinde ruhum,
yokluğunla mücadelede..
bir savaş veriyor gözyaşlarım,
sensizlikle yarışta,
canım babacığım.
yine bir babalar günü,
..
SEVGİLİLER GÜNÜ'MÜ?
Sevgililer gününü kasten unuttum canım,
Artık sevmiyor diye üzülerek dert yanma.
“Bari bir gün” diyerek eyleme bana zulüm,
Sevgi bir ömür sürer o tek günlere kanma,
..
Öyle anlar var ki
Bıçaklasanda kalbimi acı duymaz
Dünyanın çiçeklerini toplasanda
Dindiremezsin acılarımı
Gelmeyeceğini bile bile
Beklersin canından çok sevdiğini
Öyle an ki çok şeyler söylesede ruhun
..
Çamur balçık, ham maddesi toprak, su
Geldik, gidecegimiz yer aynı
Ötesini bilemiyorum, yada ögretmediler
Gerçek anamızı, babamızı, tanımalıyız önce
Adem ile Havva yı
Var olup gelen, damardan damara akan..
Dinlere, dillere, ırklara, meshep ve soylara
..
Kalp kolay kırılırmış. Hemen incinirmiş, kendisini bazen hemen toplayamazmış. Bazen yolunu bile sapıtırmış bu hengamede kalp. Bazen geçmişte yaşar bazen gelecekten arzularmış. Kalp birinin elinde de kalabilirmiş, kalp sancırmış, hastalanırmış. Kalp var ya en bilinmez yeri insanın. Ve insanın sırtını dayadığı en muhteşem yer. Orayla konuşmayı öğretti bana hayat ilk.
Geriye bakmamayı, pişman olmamayı. Yenilenmeyi...
'KALBİMİ HEP YAMAMAYI ÖĞRETTİ' ilkin.
Ve sonra babalar her evladını eşit sevmezmiş. Bazen birine verdiğin öpücüğü diğerinden esirgermişsin. Ve nasıl oluyorsa 'birbirinden ayırmadığı yalanını' söylüyormuşsun yavruna.
..
kadın adına bir başka ses duyuluyorsa eğer...
'sus demiyorum ama' gibi katıklığın söyleşisi...
kadın
sevgi kokusuyla dolu dolu...
anne ve bebeğin doğum çığlığı akibetinde
seviyorum seni diyor diye mi
..
Çocukken çok kızardım sana
Vakit ayırmıyorsun diye bana
Anlam veremiyordum
Gece gündüz çalışmana
Genç oldum bozulmaya başladım
Akıl vermene bana
Ben de biliyordum, anlıyordum
..