Ey aşk!
Sarınca bedenimi,
yorgun düşüpte karınca,
Alınca gök mavisi tüm renklerini benden
Çocuklar misketlerini toplayınca
Yaşayınca,
Umuda
tutuldum.
İmkansıza
direndim.
Bütün çabalarım, orada bir şeye dönüktü...
Kaç kez
İçtim, içten içe içtim...
Kimseyle konuşmadan içtim
Gözlerinden geçtim sırılsıklam; gene içtim
Açtım pencereyi, avazım çıktığı kadar bağırmak için;
'Seviyorum Seni'
Sonra içlendim iyiden iyiye, başım dışarda, yüreğim içerde içtim.
Ah keyfekeder şu gönül
Ne ister ne bulur! ! !
Biran gelir
güldüm
sevdim
mutluyum sanırsın
Asude bir hayat bekler şimdi
Kaç yaşında ölmek ister kim bilir
Ne kadar sevmek ister şimdi
Nafile geçen zaman nerede kim bilir.
Sayılı zaman üzerinden atamadığı
Durağan olmak sanatıdır sevgi
Cezbe değer olmaktır kimi yerde
Zembereği boşaltmaktır zamansız
Anlamaktır boşlukta söylenmiş bir cümleyi
Unutmaktır sevgi, hatırlamak olduğu kadar
Siyahın üzerinde beyaz kir
Tenime uzanan savruk yaz güneşi
su çarpmış oluk oluk ciğerlerimi
ve bedenimi meltem rüzgarları sarmış.
Bir güzel
Acısız kalmışım son zamanlarda
Hayata umutla bakmışım
Derdim yok, tasam yok, konuşacak bir şeyim yok.
Savrulmamışım hiç.
Şiir bile yazamamışım.
Aşık olamamışım
Sana savunmasız bir ittifak hattı bıraktım
Kendi ellerimle esareti getirmek için
Bir hazin sondu ayakta kalmak için yaptım
Aldattın
Aldattın
Aldattın....
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!