Hani şiir konuşacaktık,
Sen bana dünyanın bütün dillerinde
Sevmeyi anlatacaktın.
Ekmek kavgasına düştün yine
Vatan diyorsun, insan diyorsun,
Sevgilim bu kış da geçsin sabret,
Bayram sabahına uyanmış gözlerin,
sızlanmam, canımın yanmasından değil,
Yüreciğin, yanarsa diye.
Kucağıma alıp koklamışım hani
Kokun dünyalar güzeli.
Bir annenin en cılız yeri,
Çocukluk anılarından kalma
Bir yaz akşamı,
Güneş kehribar renginde batıyor.
Aklımda deminden sonlanan bir oyun
Ebe olmuşum, körebe,
Büyüyünce ne olacaksın diyenlere
Basit form ayrıştırma,
Beni kendinle karıştırma,
Aklım yön veriyor bana,
Organik madde gibi
Biyom da boşuna yer kaplama.
Binlerce gözden geçiyorum,
Gecenin karanlığı sararken,
İçinden seni çekiyorum,
Aydınlığım, ümidim ol diye,
Bütün çerağları söndürüyorum,
Hüznün ışığı, keder gibi
Kalabalık bir istasyondayım,
Eğilmiş yerlere kadar arıyorum,
Bir vakitler buralardaydı,
Sevilenlerin arkasından
Sessizce sallanıyordu,
Biri düşürmüş olmalı mutlaka
Şiir gibi mısralarda sıraladığım,
Ömür gibi harman olup,dövelediğim,
Mey gibi sakilerden soraladığım,
Tanelerin başağından ayrılmaz mı?
Dizin dibi, sesinde yayıldığım,
Umman gibi özünde serildiğim,
Ağaca salıncak kurdum
Bir ben sallandım, bir sen,
Kuşlara kanat sordum
Bir ben uçtum, bir sen,
Aşığa maşuk sordum
Bir ben dedi, bir sen.
Her gün aynı sokaktan geçen kız
Kuru, sıska, cılız adımlarıyla
Koşar adım bugün de geçti.
Geçtiğini görürüm sadece
Sormam ki nereye?
Aylar, mevsimler yıllar geçti.
Dün akşamdı, kızıl bir bulut
Selam vererek geçti gitti penceremden.
Sonra bir bulut, seremonisinden
Anılar peş peşe dizildi.
İçinden ayıkladığım taze
Dalından koparılmamış anılar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!