Gittikçe büyüyen,
Büyüdükçe acıtan,
Tarifi yok
Argo da.
Git söyletme
Ellerini al,
Mutsuz insanlar ülkesinde
Ölüm dağıtmak kadar basitse cümlelerin
Kelimelerin sana kalsın,
Ben ölümden değil
Mutluluktan bahsedenim.
Hani şu unuttuğun,
Bir varmış, bir yokmuş,
Diye başlayan masalların,
Hep yokluk tarafına denk gelmişim,
Yokluk zamanı doğurmuş anam,
Kıtlıkta kıt kanaat büyütmüş,
Varlığın adını bir vergi,
Türkülerin sözlerinde,
çocukların gözlerinde,
Hançer gibi kınında,
Yara oldun yüreğimde.
Kim söyleyecek senden sonra,
Gece üstüme düşerken
"Ben maviye aşığım, sen de varsa versene" dedi.
Mavinin her tonunu sever misin dedim?
_Kırmızısı fazla olunca sevmem,
Sarıyla karışsın orman olsun,
Beyazla karışsın deniz olsun,
Siyahla karışsın gece olsun ama ne olur,
Aklıma düştü, çıkaramıyorum.
Cümleyi her öğelerine ayırdığımda
Kaçak bir öznenin peşine düşüyorum.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
Önce bin bir dilde meram ediyorum.
Gel yerine yükleme eziyet etme artık
Bir baş verecek toprak,çiçeği benden
Hele bir bahar gelsin,bekle henüz erken
içini karartmak, dertlenmek neyin nesi?
Olma böyle mahsun gülümse ey sevgili!
Bir çay koy ocağa, demlensin ruhunda
Uzan şöyle yanıma boylu boyunca.
Zamana karşı yarış,
Ay ışığı altında,
Uzaktan bir kadın sesi,
Kerpiç evlerin damları,
Örselenmiş, acılarım,
Eşiğinde yeni doğan gün.
Bir resim var ruhumda
Ağaçlar pencere camlarından sarkıyor,
Bulutlar,ayaklarımın altından kayıyor.
Evrenin hangi köşesindeyim?
Yuvarlak bir deniz üstüme geliyor.
Mavi miydi? eskiden gökyüzü
Zayıf hamle
Piyon önde
Hileye aklım ermiyor,
Şah_mat olmanın eşiğinde.
Kaleyi bir atlı koruyor,
Vezir file emanet,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!