Yazdıklarımın bir kısmı şiir değil rahatlamadır, katarsistir. Onlar önemli.
Zaman geçiyor
Suskunluğumun alışkanlığa evrilmesi kadar
Yalnızlığın oturaklı duruşunu sevdim.
Tumturaklı sözlerin ergence çıkardığı kavgalardan
İğne deliğinde yol almanın hazzına vardım.
Ben bir bulutum
Işıksız bir evde doğdum ben.
Üzerime kerpiç kokusu sindi.
Bir elime dünyayı verseler
Öbür elimde toprak kokusu ağır basar.
Direncim modernizmedir.
Postmodern arayışların gölgesine sinmiş,
Ah, ben ne çok yanıldım.
Ne çok anladım ben.
Kimse benim düşmanım değildi.
Kalbime bir ayna tutup gitti hepsi.
Kimse dostum değildi,
Gölgesini arıyoruz yaşanmışlıkların
Hiç birlikte gülemedik.
Aynı gökyüzünün altında
Derince nefes alıyoruz günün belli saatlerinde.
Ne güzel...Yaşıyorsun benimle aynı çağda, diyoruz.
sonra günlük telaşlar.
Külkedisi’ni aramayın.
O,bahçesinde dikensiz otların büyüdüğü
Yeşilin elli tonunu barındıran yapraklarla süslenmiş
Dev ağaçlarla bezenmiş,
Ölümsüz kedilerin yaşadığı ormanımsı evde unutuldu.
Benim şarkımı başkası söylüyor, hiçbir şey yapamıyorum
Elleri var çaresizliğin
Boğuyor karşı koyamıyorum.
Balondan sokaklarda tüketiyorum nefesimi.
Dilini bilmediğim şarkılar çalıyor yanımda, yöremde
Bir gar meydanında kadın,
Beklentisiz bir yolculuğa ilk adım.
Ellerinde valizler ve genzini yakan sigara dumanları.
Kimden öğrendi bu kadar göçmeyi?
Her dakika geçip giden silüetlerden bir parça mıydı?
Nerede unutuldu kökleri?
Yakup’un gözyaşlarını serpsen cihana
İbarahim’in ateşi gül-gülistan olur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!