Üstüme bakıp hor görme meyhaneci...
Yırtık pırtık kıyafetlerim acılarımın,
Saç sakalım perişanlığımın eseri.
Al beni de içeri.
Bu gece de dertlerimi
Kaldırayım bir köşeye, uzaklaşayım.
Parmak hesabı yapar oldum
Hüzünle geçen günlerimi gömmek için maziye
Akşamı özlemle bekler oldum
Kopardığım takvim yapraklarıyla
Bir günümün sensiz geçişine ağlarken
Kavuşacağımız günler için sevinir oldum çocuklar gibi.......
Yarına bırakmayalım mutluluğumuzu
Güneş açmış gönüllerimize
Kara bulutlara yer vermeyelim
Çarpsın yüreğimiz deliler gibi
Masum çocuklar oynasın benliğimizde
Ertelemeyelim.............
Güneşten önce doğan güneşim
Aşk sözlerini fısıldayan dillerin
Sevgiyle bakan mahmur gözlerin
Yazdığın son nota anlam veremedim ben
Biz bu evrende yaşayan tektik
Öyle alıştım ki....
Her gün arkamdan,
Beni takip eden ayak seslerine......
Ve her gün,
Benim gidebileceğim yerlerde,
Köşe bucak saklanıp beklediğine......
Köyümü,kentimi terk edip
Ekmek uğruna koşturduğum şehirleri mi
Yoksa gurbet illerde iş ararken
Yaşadığım arbedeleri mi
Üç kuruş kazanmak için
Mücadele esnasında
Sen geldin nerden neden bilmeden
Varlığını her an hissetmişim ben
Sadece aradığım insanmıydın sen
Tuttum hiç bırakmadan beynimde seni
Gözlerim aradı her yerde seni
O karşılaştığımız yerde
Fark etmeseydim seni keşke
Şimşek çakan badem gözlerine
Bakan gözlerime perde inseydi...
Senin ellerinin yerine
Kor alevler tutsaydı şu ellerim
Bir değneğim olsa....
Güzellikleri görmeyem ama gözleri,
Gülümsemeyi nefrete çeviren dudakları,
Kalpleri paslanmış gönülleri,
Düzeltirdim.....
Sen.......
Özel hastanelerde dünyaya gelen,
Marka mamalarla beslenen,
Dadıların elinde ninniyle büyüyen,
Kolejlerde okuyup hava atan,
Üzerindeki kıyafetlerin her biri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!