Kimse görmesin ağladığımı,
Gözlerimde kara gözlük dolaştım sensiz....
Hâlâ takılıp tökezlendiğimiz
Kaldırımlar eski...
Hele o oturduğumuz bank varya
Bizim anılarımızla beraber
Sen hiç sevmedin mi?
Başka tenlere ait olan birini
O'nunla var olan....
O'nunla yaşayan bir bedeni.....
Sen hiç sevmedin mi?
Yine uykusuz geçen geceyle sabaha ulaştım.
Hafiften perdeyi araladığımda,
İlk merhaba diyen güneşim oldu.
Gözlerim uzaklara bakınırken,
Çizmiştim düşlerimde gördüğüm seni.
Yedi veren güllerinin mevsimsiz açışını seyretmiştim.
Tırnaklarımla geldim ben bu yerlere
Ne destek gördüm, ne de yoldaşım oldu
Uçurumlarda gördüm hep geleceği
Ne arkadaşım oldu,ne de sırdaşım
Umuttu bana yarın ki günlerim
Ankara nın soğuk sisli uzun kışından sonra nisan ayının ilk haftası içimi ısıtan,çoşturan bir yaz havası yaşadım.Akşam işten eve gelip yemekten sonra çay demleyip evimin terasında bu güzel havanın devamını teneffüs etmek istedim.Sandalyeye oturup diğer sandalyeyi de karşıma alıp ayaklarımı uzatarak derin derin nefes alıp çayımı yudumlarken gökyüzündeki yıldızların tüm canlılığıyla parladığını seyrettim.Kimi zaman sönen kimi zaman parlayan yıldızlara benzettim kendimi,hüzünlendim.Ve ılık ılık esen rüzgar beni alıp çok gerilere götürdü.
Yıl 1967.İzmir de yaşayan babam annemi, ablalarımı ve beni yanına getirtmişti.Bahçe kapısından evimize girilen küçücük bir yerde yaşıyorduk.zamanımın çoğu bahçede veya bahçedeki masada geçiyordu.Dört yaşında olmama rağmen yaşıtlarımdan daha küçük ve çelimsizdim.
Kısa zaman içersinde annemde etrafımızda bulunan sebze bahçelerinde işe başlamıştı.Benimle okul dışında ablalarım,diğer zamanlarda komşularımız ilgileniyordu.Çevremizdekiler gibi ne yiyor ne de giyinebiliyorduk.Kendimize ait hiç bir kıyafetimiz yoktu.Annemin çalıştığı yerlerdeki insanların verdiği kıyafetler hangimize olursa giyerek idare ediyorduk.Ayakkabılar büyükse babam uçlarına pamuk koyuyor,küçükse ıslatıp destekleyerek büyütmeye çalışıyordu.Babam çok asabi ve sinirli olduğu için korkardım,yanında konuşamazdım,bir şey isteyemezdim.O yüzden arkadaşlarım gibi kendime ait hiç bir şeyim yoktu.Onları içten içe kıskanırdım
Babam bir gün elinde büyükçe bir basma ile geldi ve anneme
-Bunu terziye ver de size bir şeyler diksin dediğinde dünyalar benim olmuştu.Bana ait elbisem olacaktı,hem de bayram geliyordu.Çok sevinçliydim.Elbisem istediğim gibi dikilip giydiğimde hiç çıkartmak istemiyordum.Eteklerini sağa sola sallayarak koştururken seviniyordum.
Aradan 1-1,5 yıl kadar bir zaman geçmişti ki babam:
Yine senle sensiz karanlıktayım,
Kara bulutlar sarmış her yanımı,
Göz pınarlarım gibi gök delinmiş,
Sensizliğe ağlar duymuş gibi beni.
Yine senle sensiz sokaklardayım,
Susma gönlüm,susma, kus yangınlarını
Çarpsın gittiği yere
Damlamasın yanan alevlerine sular
Lavlar zarar versin çevrene....
Ağlama gözlerim ağlama
Gözlerim görmese bile,
Seni ben kokundan tanırım.
Ellerini tutmasam bile,
Sıcaklığını bedenimde hissederim...
Hasretin ağırlığı yoruyor bedeni
Sevgi kelimeleri kandırıyor kalbimi
Coşkuyla huzura uçuyor neş'e,mutluluk
Damla damla aşk yağdırıyor gönül seması
Haber vermeyen kuşlar yakındır bana
Duygu seli ile çağlayan
Denizlerim okyanus oldu
Özlemlerimi kıyıya vurdu dalgalar
Her seferinde yüreğim parçalandı
Kanayan yaramla siyaha boyandı özlemlerim
Seni seven öldü,haberin olsun.....
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!