AYRILIĞIN DİŞLERİ
I
bir gün dönüp arkamı acılara
gitmeliyim, hesapsız düşlerin peşinden
bu şehir, bu yağmur, bu zorlu burgaç...
bir tek kurşuni güvercinler tanık
yanlış yamaçlarda yankılanan sesime
istemem, bir suretim bile kalmasın geride
sözün bittiği yerde anlamsızlaşırmış yaşam
zamansa devrik bir cümle
durmadan kendi kendini tekrarlayan
II
son takvim yaprağında olmalı
bozkıra uzanan elin son hoyrat gülüşü
ay ışığında solgun bir nisan akşamı
yeni bir türkü bulmalıyım dudağıma
gezinirken iliklerimde ayrılığın dişleri
korkunun gölgesinden uzak
arabesk kokulu merhabasız bulvarlarda
ah! yaşanmamış gençliğim
bir tek yüreğin olmalı
güvenerek götürdüğüm
III
bakışları esmer, gözleri dalgın
hani yangınlar vardır: külü çiçeğe duran
bozkırlar vardır: izbe saçlarında bahar kokan
bakar öylece dili lâl, yüzü mahmur
sözü yüreğinde gizli şiirlere benzer
sürgün kentlerin sürgün insanları
kendi topraklarında bir ılgım üvey su
akar çalakalem, yanlış yazgının inadına
çağırır geceleri beni
kanadında düşlerimi gezdiren
dağ üveyikleri
IV
tedirginlik bir ayrıntıdır artık
ayrılığın resminde
gücenir çizgileri öpmesem alnındaki zamanın
sevgilim uzat dudaklarını
günün gölgesine soluğu düşmüş coşkunun
bırak açık kalsın maviliğin perdesi
kanat vuruşlarıyla sever kiraz ağaçları serçeleri
bıraktığım nemli gözlerle bulmak istemem seni
çiğ damlalarınla yıkadığın merdivenin başında
sen de bekleme beni öyle
karlı çığlığa dönüşmüş iklimlerin tekrarında
gitmeliyim karışıp nisan yağmurlarına
sular hep kendi kıyısını dövermiş
çoğalarak büyük denizlere varmak için
Selami Karabulut
Kayıt Tarihi : 28.5.2020 11:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Off ki ne off şiire ölmek bu olsa gerek şu dizenin yüceliği bir ömre değer..Harikasınız üstadım...
Hele ki şairse kalp bu dizeler yazılır mıydı;
''ah! yaşanmamış gençliğim
bir tek yüreğin olmalı
güvenerek götürdüğüm''?
Aşk sevda insanın yüreği kadardır, o acıyı kim bastırabilmiş ki !Kim bilmiş ki sevdanın değerini.Bilip basmış ki eritircesine canına ezercesine kim katmış ki sevdayı cana...Biri gelir, o an iyi gelir sonrası yine yalnızlık yine doyumsuzluğudur ruhun.Gerçek sevenini bu sebeple arar onu özler omzuna konacak o dost elini yüreğindeki o kıpırtıyı elinden yüzünden düşmeyen yansıyışı tende coşan o sıcaklığı...O an gelinceye değin alır o kainat kadar yüreğini yanına başını koyar kucağına gider akar kendi suskunluğuna.
TÜM YORUMLAR (2)