bu sabah ta uyandık
şükür
öyle ya
açtık gözümüzü patlak patlak
hey
Necip bey
eskiyen dünyanın yenileyin bir günü daha
doğumundan batımına saydık hep
bilmedik tersini
düşünemedik
batımından doğumuna ışıkçanın
anlamlı kılmak yaşamda her bir şeyi
çatlak hırıldar bir nefesten
kadife gibi yumuşacık bir sese
hadi hadi öylece ulaş
el uzatıp günün birinden
var git günün diğerine
başlamış gibi bahçende hazan
serçeler
sürü sürü üşüşürler düşlerine
el sallar sarmaşıklar
sen
onlarlarla oynaşıp küçükten dağıttın gülüşlerine
sundurmandaki makramelinde sallanır küçücük sır küpün
sarılıdır yeliyle kollarına
yasemin kokan sevdaların
görmüşlüğündür bilmem kaç yılın yorgunluğu üst üste
katmer katmer duygu bağlar kovanın
yine sevdasındayım şu beyaz yaz gülünün
yok mu o nefes nefese küçücük böcekler
seher yorgunu al göğüslü bülbül
bari sen söyle
şu basitliği kısa bir anın
sen de şahidimsin değil mi
şunu dedik
bunu yaptık
yoksa
yine mi yalnızlığa uyandık
telek açıyorlar yine bu gün
tam takımlar balıkçı Hasan’ın tavukları horozları
karşı zeytinlik uyanık yaz kış
dalga seslerinin yansıdığı kayalıkların martıları
cazgır yaratıklar
dört mevsim tanığı gibiler yalnız aşkın
bu gün
başka bir renginde olmalıydı diye düşünmeli denizi
griden beyaza bir kaç koşu
lacivertten turkuvaza
sonra yeşilden kendi öz rengine çalıyor mavi
çırpıntılar karayelden
hafif ısırgan soğuk
akın akın köpükleri
beyazları üstüme üstüme
diğer renkler oynaşırlar gözlerimde
dalgalar
dalgacıklar
martılar
sormalı şu bir günün
eksik olanı ne
olursa al koy bir yana
varsa eksiğin
ya da
yaz bir kenara
ola ki ne ola
bilirsiniz
düşünülür hep yalnızken
yalnızlıktır
yalnızlık
insan
hep yalnız
sakınmak bile kendini kendinden
belli etmemek gerek
sivriden daha sivri
yalnızlığın dikeni
bir batıyor ki bedenlere
aranmalı gözler
bakınmalı etrafına
görülüyorsun a haspam
besbelli
karşında her türden var
her şey yerli yerinde
bir yaşam ki
dikkat et diyor bir ses
adı belli
sanı belli
bir köşesinde tavanın
kertenkele Süleymancık
örümcek Yusuf tutmuş öbür köşeyi
ağının süsü ince uzun bacakları
yaşamın canlı imleri
işte odanın tavanı
tavanın iki yanı
mutluluk ne
mutluluk kim
nasıl tanımlamak gerek
keder
sormak gerek
hani neredeler
sabah yalnızlığımda bile
arkadaş gibi varsa bir gün
ve ne denli şen
ve ne kadar açık bir sabah demeli
yansıması gibi aynanın yüzüne insanın
mutsuzluğun tarifini yüreklere sormalı
apaçık mı mutluluk o kadar
peşin sunuşu kadar basit mi bir ananın memesi gibi
boş ver demeli Necip bey
boş ver demeli biraz
gizli kalmalı karamsarlığın sır kaplı çanağı yüreklerde
kalkıp yüzünü yıkamalı ve aynaya iyi bakmalı
parlayan yüzü kadar gerçek olanından çıkıp yola
eğer
aramalıysa insan
çevirip ardını aynanın
ve görmeli arka yüzündeki kapkarayı
bazan da oradakilerle yaşamalı
2 ekim 2007-Yenifoça
Mehmet Necip ÖzmenKayıt Tarihi : 5.10.2007 01:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!