Bu aynadaki de kim, bu gördüğüm yüz?
Gri saçlı, alnında derin çizgili birisi;
Sanki bir düşte karşılaşmışız,
Yüreği eksik, sürgün yemiş belli ki.
Gökyüzünde sonbaharın nefesi, güz dumanı;
Ağaçlarda kasım rengi sıla özlemi.
Kızıl gün batımında ayrılık kuşları
Ve vakit, alıp başını gitme mevsimi.
Her gidiş bir vazgeçişmiş oysa;
Rüzgâra kapılan yaprak bilir.
Son mısralarında hayatın
Gün olur bir yürekte dile gelir.
İçini saran hüznü susturamazsın hiçbir vakit;
Yalanmış o aynada gördüğün her şey.
Soğuk bir mevsimin eşiğinde,
Zihninden yansıyan yarım kalan hiçbir şey.
Soğuk bir mevsimin eşiğindeki bu ben,
Tutamadı, akıp gitti zaman.
Ömrün beşinci mevsiminde,
Aynada gördüğün her şey yalan.
Sözcüklerin çığlıklarından kendime not;
Aşk, hasret, yalnızlık, vuslat ve hüzün.
Beş mevsim geçti aynadan;
Şakaklarıma yağan belki bu son güzün.
Taze mezar toprağı kokuyor, çürümüş;
Bu ölümün baş döndüren buğusu.
Beş parmağın hüznü kalır yüzünde;
İçine konuşur yalnız iki elin, son yolcusu.
Aynada gördüğün derin çizgiler,
Geriye dönüşü olmayan ahındır.
Dem tuttu, dilim büküldü, belim neredesin?
Gözlerin balyoz gibi iner aylardır.
10 Kasım 2022 / Perşembe / Ankara
Halil KumcuKayıt Tarihi : 20.2.2025 14:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Sevda, kalbin en derin yarasına dokunan ve asla iyileşmeyen bir iz bırakır."
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!