sence de çok fazla bir zaman geçmedi mi,
yarim,
bizim bize en son yakın olduğumuz?
bence.
sen de çok fazla düşler oldun mu,
mavi, masmavi.
beyaz, bembeyaz.
sarı, sapsarı.
mor, mosmor.
siyah, simsiyah.
kırmızı, kıpkırmızı.
uyandığında saat sabah dokuzu geçiyordu. gözlerini yine kapattı ve uykuya daldı. tekrar uyandığında aradan bir saatten fazla bir süre geçmişti. odanın içerisi karanlık değildi. dün gece perdeleri güzelce örtmemişti. fakat bunu bilinçli yapmamıştı.
iki perdenin birleşmesi gereken yerden güneş odanın içerisine dalıyordu. hatta güneş perdenin soldan açıklık verdiği yerden de varlığını belirtiyordu. perdesi hiçbir zaman soldan açıklık vermezdi, buna dikkat ederdi. dün gece perdeleri örterken bunu bilinçli yapmamıştı.
ve o noktadan da odanın içerisine süzen güneş ışığı, odaya alışa gelmedik bir hava veriyordu. bir süre bunun üzerinde kafa yordu ve ardından hızlı bir hareket ile yataktan kalktı. perdeleri tamamen açtı. hava, tahmin ettiği kadar açık değildi. zaten genelde yağmurlu ve kapalı bir havaya hakim idi yaşadığı yer.
her neyse.
karlı, soğuk fakat açık bir gecede
köyün dar sokaklarında yürüdüğümde
ve dönüp arkama baktığımda,
ayın ve yıldızların izin verdiği kadar,
bastığım yerlerde ayak izlerimi görebildiğim gibi
senin bende bıraktığın izleri görebilirsin.
adım adım ilerlemek
kaygan bir yokuşta,
karanlıkta,
ışıksız,
göz gözü görmeden.
kapıdan içeri giriniz,
ya da tamamen dışarı çıkınız.
yolu tıkamayınız.
hele hele sigara içip hem kendinizi,
hem de çevredekilerinizi,
hem de çevreyi
severim geceleri mevsim yaz iken,
mevsim kış iken,
bahar iken,
hele hele en sevdiğim sonbahar iken.
vaktim boldur çünkü çayımı yudumlarken.
gündüz;
traş olsam iyi olacak aslında.
insan çıkmaz ki insan içine böyle;
kos koca bin ay oldu
kafatasımın üst komşusunu dize getireli;
ve
kos koca bir gün oldu
bazen pencerden dışarı bakarım ben
dakikalarca;
sanki düşüncelerimi ve hislerimi anlayacağımı sanırım -
sürücüsünü tanımadığım arabaların farlarına daldığımda,
yapraksız ağaçların tir tir titrediklerini gördüğümde,
pırıltısız gökyüzüne baktığımda,
az evvel televizyonda dinledim
o çok sevdiğin nâzım’ın şiirlerini.
biliyorum, bilseydin sen de
can kulağıyla dinlerdin.
anlarmıydın?
yazarmıydın?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!