Uzaktan bir ses gelir
Uzanır. Gider dağ, çayır demeden.
Mutluluk naraları atar.
Son Bir nişan arar
Belki de zamanda kalmış bir ışık bulur
Ömrümün baharında bir mürşid aradım
Düşmesin gaflete kışım sonbaharım
Ziyade olmasın meşakkatli hayat
Sükut etsin bu heves Bu ilahi ilmime
Ruhum aklım.bedenim uyansın
Öyle bir geçer ki zaman
Farkında bile olmadan
Sevmeden bakışmadan
Gülmeden ayrılmadan
Öyle bir geçer ki zaman
Gelecekteki umutlarından
Duygularım kabarır bugün
İçimde bir ürperti bir kaygı
Gözümde yaşlar akar yaşlar
Sana bakmaktan çok korkuyorum
Belki yedi yıl belki yetmiş yıl
Sana bir sır vereceğim
Adımı biliyorsun geçmişimi değil
Geleceğimi de hiç bilmezsin
Yüzümdeki tebessümü bilirsin İçimdeki yarayı değil
Sana bir sır vereceğim
Beni çok mutlu bilirsin
İsmini duyunca boynum düşmeliydi omzuma
Her zaman Adını sayıklamalıydım
Benim için mutluluğun huzurun diğer adı olmalıydın
Sana bunu yapmamalıydım
Türküler söylemeliydim sana
tükenmek bilmeyen
umutlarım hayallerim vardı
mutluluğum huzurum vardı
şimdi ise...
içimde...
Düşer gibi oldum bu gece
tutulmuş adeta her yerim
hayaller,umutlar.hüzünler,özlemler yan yana
zaman geçmek bilmiyor
sanki bir film gibi
Sustum...
Bir an olsa bile..
Yıldızları seyrettim..
Gecenin sessizliğini dinledim...
İki kelimeye sığdırdım hayatımı....
tükenir kalem
sırtında geçmişin sancıları
çaresizlik varsa
susmak istersin
hüzün kaplarsa o naif yüreğine
Gezdik uzak diyarları bıkmadan usanmadan
Memleket kabul ettik Doyduğumuz toprakları
İnce ince eledik fani hayatı
istikbali kendimize gaye sandık maziye aldanmadan