AŞK; Aslında bir şiirdi.
Tüm güzel kelimelerle,
Seni anlattığım.
Ama bitiremediğim
Gece yatmaz, sabah kalkmaz
Sokak köpekleri derin uykusunda
Yeni gün doğmamış daha sana.
Dolmuşa gelmeden,
Yetişemiyorsun binmen gereken dolmuşa
Durakta beklemiyor sevdiğinin yüzü
sende hala eski resimlere
bakıyor musun?
çocukluğunu
çok özlediğin oluyor mu?
eski aşk parçalarını dinleyip
parçalanıyor musun?
bir yudum su gibi
dokundun yüreğime,
aşkı bir kilim gibi
dokudun yüreğime...
aydın gürz
annemden sonra en uzun seni sevdim;
çünki sen bırakıp giden sevgili değildin
çünki sen ticareti biten esnaf değildin
çünki sen öğretmenim değildin
çünki sen bindiğim otobüsün şöförü de değildin
çünki sen sayamadığım bir çok şey değildin
yüzünde eksik tebessüm
yıl dönümü
şimdi bir önceki senenin
bir giden vardır elbet
yıldızlar diyarına
ben o gitmeyende kaldım
• Sevdiğin kadar sevilirsin
• Önemsediğin kadar önemlisin
• Düşlerinin ortasında bir gerçeksin
• Olduğunca büyük olamadığın kadar küçüksün
• Dünyan büyüdükçe büyürsün, büyüdüm dedikçe küçülürsün
• Sen insansın
Kapama gözlerini geceye,
Gelen sabah bizim...
Bölme sözlerini heceye,
Gelen aşk sevgimizin...
Aydın Gürz
Can kendimi tanımam için bana yeterince anlamlar yükledin. İlk defa değil bu aldatışım kendimi sende biliyorsun. Çünkü bunu sende defalarca yaptın.biz aslında kendimizi aldatmaktan muzdaripiz. Başka tenlerde kendimizi arıyoruz aç sokak köpekleri gibi. Bir beden daha sonra. Açlığımız gittikçe büyüyor. Biz büyüyoruz ve içimiz küçülüyor,daralıyoruz. Nefes alamayacak durumlara geliyoruz.aynaya bakmaktan korkuyorum.. O kadar gizli emel peşindeyiz ki insanlık olarak kimse kimsenin bir şey bilmediğini bilerek devam ediyor oyununa. Kimse gerçekten Leyla olamıyor içtiği şaraplardan başka, sonra amansız fırtına kopuyor. Dedim ya gitmek değil aslında. Kalsan ben gideceğim. Gelsem sen gideceksin.. Bir zaman aşımına uğrama oluyor sevgilerimiz. Kimi zaman kalan kimi zaman giden ama acıyı en ince damarlarına kadar yaşamasını bilerek. Çünkü sergüzeştliğimiz bundan kaynaklanıyor. Dağıtmamız gerekir birbirimizin içindeki o bilinmez denizleri. İşte tam o anda başlıyor gel-git ler.. Git-gel ler.. Ne zaman sığınacak bir kapı bulsak en kutsal sığınak sayıyoruz kendimize orasını ama sonradan farkına varıyoruz ki sığınaklara sığmıyoruz... Ya içerdeki ateşten kaçıyoruz ya da dışarıda ki sıcaklık bizi yeniden çekiyor kendine.. Hep basit geliyor kelimelerle yaşamak,, o zaman başlıyoruz işte atmaya içimizin en derinlerine.. Biriken küme küme yığınlar gücümüz yetmiyor o yığınlar arasından çıkmaya sadece başımızı uzatıp bakıyoruz sonra geri çekiyoruz.. Çünkü dışarısı daha tiksinç.. Hani bir Anadolu medeniyet simgesidir ya içimizde yaşarız ama belli etmeyiz... Yıkıyorum bu kalıbın hepsini farkındalığımız bunun da tabudan çıkmak için yeni bir tabu oluşturduğumuzu anlatacak derecededir. Açıkcası işimize geliyor.. Simyacı gibi aramak ama bulmak değilmiş gayemiz. Arayışımızın bittiği noktada bitiyoruz esrikleşiyoruz. Her ne kadar anlatırken kızarak anlatsak da o kadar çok şey var ki tiryakilik..böyle sürer gider... Kendime gelmedim can... Gelemedim... Hayat telaşı çekiyor beni.. Ama ben hayatı ne kadar arzuluyorum orası da bir nefes almaksa, bu kutsallık başım gözüm üstüne.. Kendine çok iyi bak hep kendin kal....sonrası mı? Geceler iyi gündüzler daha ferah olsun....
gerçekleri sevmiyorum şimdi ki zamanlarda
hayallere çok alıştım nedeni bilinmez
alışkanlık neyse gönül onu ister, yürek onu severmiş.
o yüzden bugün sen olmasan da hayalini bırak bana




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!