Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla hoşgörebilirsiniz,
Yaşamda ki asıl trajedi yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır....
(Plato, M.Ö. 427-347)
Ne hükmü var ki;
Adımızın önüne eklenenin
Bilen bilir bizi,
Uzun bir yolun yolculuğunda
Bin yıldır Anadolu sevdasına yanıp
Bedeller ödeyerek Güneşin yüzüne yürüyenlerdeniz.
Herkes kendi ana dilinde ağlar
Ve acının yüzü, her coğrafyada hep aynıdır.
Önceliklerimiz var;
Sömürüye karşı emeği
Mevsim sonu;
Yani! ....
Ak kanatlı Kırlangıçların göç vaktidir şimdi.
Hazır kendi düzeneği içinde
Sarmaşığını örmeye durmuşken zaman
Çelik Su ya
Yürek Çatal a
Umut sevda ya durduğunda
Çıkıp Toptepeye, kapat gözlerini
Derin bir nefes alıp
Dön yüzünü öteki yakaya.
Yine e /k/ meğimizden çalacaklar
Bir paniktir gidiyor
Zaten bu aralar
Herkes yeterinden fazla alıngan,
İsrail vuruyor, Filistinli ölüyor
Amerika susuyor, insanlık kanıyor.
Bu vahşeti kelimeler anlatmaya yetmez
Bir kadın;
Dönmekteyken yüzünü upuzun bir geceye,
Çırıl çıplaktır.
Bir adam;
Çıkmak için içindeki yolculuğa,
Ay serçe parmağına dolanıp
Uzun erimli bir geceye döndüğünde yüzünü zaman
Anlatılamayacak kadar her ne ise zor olan
Sormaktan alıkoyamıyorum kendimi
Hiç kimselerle dahi paylaşılamıyacak
Bir büyük sırla yaşamak,
Peki öyle olsun! ....
Madem ki erken gelen bahardık biz seninle
Henüz yeni dönmekte olan bir mevsimin yüzüne
Diyecek çok şey var ama,
lakin hüznüm sesimi kanatmakta.
Sanrılarım tuttu yine
Düşlerimde bana üvey olan
Duygularını çok iyi okuyamadığım
Utancı ellerinde,
Garip bir resim var şimdi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!