Bir gün gelirde süra üfleyince İsrafil
Ne yahudi kalır burada ne de İtrail
Seçmez güçlüyü yada zayıfı Azrail
Zulmedene azap var sen ne bilirsin
Kafes
Söylüyorum ahvali taş duvarlara
İnsan postuna girmiş şu Davar’lara
Allahım hidayet verse tüm kullara
İster kız bana istersen vur
İster köle eyle istersen kul
Ne dedin ise tamam kabul
Kahrın da hoş Lütfun da
Bilseydim önceleri meğer
Kahve gözler kaşlar karası
İnci mercan değmez pahası
Ahenk mihenk billur bir afet
Kabul olmuş ana duası
Söyle güzel nerden bu ziya
Pencereme vuran ay ışığım sen
Geceye düştü mü kahve gözlerin
Mehtabın seyriyle yüzüme gülen
Haneme doldumu kahve gözlerin
Ya olur ardımda yahut önümde
Gölge gibi sanki her an peşimde
Bazen hayalimde bazı düşümde
Gözüme perde mi kahve gözlerin
Gördüklerim rüya olsa
Dayanamam bu acıya
Gittin artık şimdi yoksun
Ne buldunki başka kolda
İçten içe hep gizli gizli
Düğüm
Çözülmedi gitti şu kanlı ilmekli düğüm.
Bu ne zulümdür Ya Rab, bu ne çileli ölüm!
Şeytanlar aşikar olmuşlar zahir geziyor
Karaya çalar karaya çalar
Gün ışığımı karaya çalar
Zehirler dökülür önüme
Aşım'ın yağı karaya çalar
Bir yolki dikenle taşdan
Sapı samana karınca
Kavga kapıya gelince
Sen kusurun bilince
Vurmak kârdan değil
Nefsin haram çekince
Sözü senden taşıyan sırdaş olmaz
Ayır yolunu ondan yoldaş olmaz
Tekkeler zaviyeler dolu dolu amma
Her zikrini söylediğin, pirdaş olmaz
Seni sen bilmeyen taydaş olmaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!