Destan
Nasıl yazıp nasıl desem
Tasvir sende eksik durur
Az biraz yazayım desem
Lafıgüzaf efsan olur
Devlet-i Aliyye
Ben yeşil gövdeli bir söğüt dalıydım
Tam Üç Yüz çadırlı Türkmen obasıydım
Osman’ın kalbine duayla dikildim
Bir rüya peşinden cihana serpildim
Devrin Adamı
Biz görerek geldik kırk bir yaşına
Doğduk anamızdan vatanı gördük
Canlar feda ederken her bir taşına
Zembil zembil alıp satanı gördük
Diriliş
Put şehri düşüyor bak, fetihe az kaldı,
Doğumu bekle şimdi, Fatih’e az kaldı,
Ver mehteri davulcu, korksun yürekler!
Mermi titrer namluda ,tetiğe az kaldı…
Elli okka iki endaze
Dili damaktan dışarı
Farsak farsak kepaze
Çulu eşikten dışarı
Evin önünü süpürmez
Dağın tepesinde günün gölgesinde
Kimi zaman olur rüzgarın sesinde
Sağanak sağanak yağarken üstüme
Nefesin canan olur ömre değer
Ardıçlı dağların başı Dumandan
Köşelerde yolunu gözlerdim
Seni böyle uzaktan izlerdim
Bilsen ki nasıl nasıl özlerdim
Karşına çıkıpta diyemedim ki
Ta küçücükken sevdim seni
Doldur Ver Allahım
Ya çek şu itlerini üstümden
Ya kuduzu öldür ver Allahım
Korkarım ben iblisin şerrinden
Affı bize doldur ver Allahım
Her sancı yeni bir doğuma gebe
Umudu kesmek var mı hemen öyle
İkrarım ki , sözümün senedinde
Bekle beni ,dört mevsimin birinde
Kayalar dan gözeler patlayınca
Talip isen dostun yoluna
Top kefeni kuşanda gel
Herkes kavleder amma
Has niyete düşende gel
Bu bir sofra helali haktan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!