düşbozumuna terk deli çağımı
ters yüz edilen solumu sağımı
şu biçare elimi ayağımı
sizden bilirim ömrümün kışları
kör talihe boyun eğen başımı
gel,
geçmişi bırakalım
rengi soluk resimleriyle baş başa
isteyen bir kara kutu arasın
kendi enkazının altında
başlarken,
tüm aşkların hedefi bellidir; ölümsüzlük
oysa ortaktır kaderleri
o ayrılık denilen çözülmüşlük, öksüzlük
aşıklar,
gökkuşağını taşır o çocuk yüzlerinde
biz insanlar hayatı hesapsızca yaşarız
hep gönlü yakın bulur aklımızdan şaşarız
derler ki zıt mizaçlar birbirlerini iter
bir özlemdir oysa bu kavuşulunca biter
Şu aşkı yudumlarken, mevsim ilkti bahardı
Yağan yağmuru diner, elbet güneş açardı
Bir tüy kadar hafiftik, aynı ruh tek bir beden
Kana kana içerdik, sen ve ben iksirinden
alışılmadık duygular aldatır
bazen kalplerimizi maskelerle
oysa
en bilinen oyunudur aşkın,
aşıklara körebe.
düşlerimiz,
gözlerine her baktığımda
yükselir içimdeki saklı denizin suları
bana her dokunduğunda, sorarım sana
beni seviyor musun
tatlı bir gülüşünle yetinmişken
“ oğlum bugün yaş günün bir şiir yazdım sana
ister bu yaşına say ister gördüğüm o ilk a’na ”
sevgin canımdan aziz, toplasan çarpsan yetmez
gözlerim kalır aciz, yağsam bir damlan etmez
z aman akmıyor artık sensiz akreplerle yelkovanlarla
e n dokunaklı şiirlerimi yazdım, sensiz günbatımlarında
y alnız ismini fısıldıyor yaz meltemleri kulağıma
n asıl neden niçin diye sorma,yanıyorum aşkınla
e ngin duygularım çıktı soylu bekleyişinden,coşmakta
p ek yalnızdım,şimdiyse tüm gemileri yaktım uğruna.
canım
cananım
İstanbul
sen zenginsin ben yoksul
ne verirsen ver kabul…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!