Her ileri adımda yeni izin orası,
Her geri adımında eski izin burası.
Yeniye hasret gözün evreni arzularken,
Sonsuzluğa her sefer bilinmezler sırası.
Sözü savaş olanın gür olduğu yeri sor.
Közü güçlü kılanın kor olduğu yeri sor.
Bedenler sulh bezenip ruhlar arşa varırsa,
Savaş korda kül olur var olduğun yeri sor.
Ruhsuz olan bir kalbin ritme varan ahengi,
Bedene nifak sarar zamana sunar cengi.
Zamana cenksiz olan sevdaları sunan ruh,
Kırmızıdan mora dek bedene sarar rengi.
Gün içinde gün olup kendine görünen ol.
İlmek ilmek dokunup kendine bürünen ol.
Şafakları dokuyup sunsada görünmez el,
Hakikatin izinden kendine sürünen ol.
Yıllanmış fikir içen ruhların bedenleri,
Manada sessiz kalıp,narada sürünürler.
Naradan yola çıkıp,bedene gidenleri,
Manada ayyaş olup,arada sürünürler.
Sahip olmadığın olduğun yeri,
Sahibi olanın gözüyle süsle.
Sahip bulmadığın olduğun yeri,
Sebebi olanın sözüyle süsle.
Soyu için suya muhtaç olan gül,
Çöldeki serapta sulu göl görür.
Süsü için güle muhtaç olan göl,
Serapta gül ile süslü çöl görür.
Konulmuşum dünya denen küreye
O döndükçe ben de derim nereye.
Ben miniğim dünya minik evrende,
Ben zerreyim konulmuşum zerreye.
Işığın ardında saklanırsan şifre
Sererek cismini ışık gider sefere.
Tuhaftır, hasmınla zifire katar ışık,
Ulaşır ufkunda beklenmeyen zafere
İSTİKBAL
İstikbal göklerdedir diyenle şahlanan at,
Sonsuza bakan göze görkemli hoş itaat.
Hey ulusum çağa bak seni bekliyor sema,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!