Gel ey sevgili!
İçime doğ...
İçime doğ ki,
Ben öleyim.
Sen doğduğunda,
Bir Güneş gibi...
Kan tutar beni kan tutar...
Dehşetli zulumlerin ortasında,
Vicdan fakiri, merhamet fakiri,
Kan kusturan topraklarda,
Kol gezen ölüm rüzgarları,
Yanıbaşımızda...
Gezsem tozsam bu cihanı
Yine de gönlüm kanmaz ki...
Önüme serseler cümle hanedanı,
Yine de gönlüm kanmaz ki...
Ağına takılmış bir balığın
Son çırpınışları gibi...
Ben ben miyim sanki.
Oynanan bir Karagöz oyunu mu?
Uzun zaman anlamaya çalıştım,
Artık bu filme alıştım.
Aynadaki görüntüyü
Kendi görüntüm sandım.
Bir ömür boyunca bulamamak,
Yollarını soramamak,
Yaralara merhem sürememek,
Ne acı... Ne acı...
Gözümün yaşını sileyim derken,
Şayet sevmiyorsa O yar seni,
Dağların taşların
Cıvıldayan kuşların
Gözündeki yaşların
Ne anlamı var?
Yüzyıl da yaşasan dünyada
Tahtlar kursan da sarayda
Taçlar giysen de bu meydanda
Ne faydası var
O bahçenin çiçekleriydik,
Biz birdik, hep birden kokardık.
Etrafa yayılan rayihalar bizimdi.
O bahçenin çiçekleriydik.
Güller, sümbüller, laleler...
Gonca gül isen, açmak dilersen,
Acılara bal katıp tatmak dilersen,
Gönül Kabesi'ni bulmak dilersen,
Sabreyle gönül... sabırdır ilacın...
Yakup'un gözünün yaşına bir bak.
Varlık aleminin nüvesi,
Hayatın kaynağı,
Zat-i Tecellinin merkezi,
Cümle nurların pınarı,
Nedir bilir misin kardeşim?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!