"Meftun hallerim vuku bulsa da
Mektup saldım sana haberin var mı?"
Hicranıma merhem olmazsan eğer,
Şimal soğuğu işler içime
Üşürüm yaz günü sol yanım sızlar
Cefası bitmezmiş sürgün de ömrün
Sürgünler eklenir de sol yanım sızlar
Çok çekmişim şu yalnızlık denen melanetten
Kurtulamamışım karabasanlı gecelerden
Henüz ak düşmemişken saçlarıma
Gülüp geçmişim yalnız kalan genç yaşıma...
Bu dünya yalan dünya
Mazlumu ağlatan dünya
Kırım kırım soykırıma
Galebe çalan dünya
Horantalar talan olmuş
Parmakla sayılmaz ki
Hangi birinizi sayayım
Hangi birinizin hikayesine
Oturup ağıtlar yakayım
Korkusuz gittiniz cepheye
Şimdi en güneşli çağımda mermi yağarken üzerime
Kar yağıyor yüreğime üşüyorum anne
Gelecek güzel günleri unutan bedenim
Bugünün telaşıyla can pazarı
Ve türküler yerine havar yükselirken göğe doğru
Öğrendik en çocuk çağımızda ağıtlı sonbaharı
Alaz alaz yanarken sen,
Sarı sıcağın altında
Adın gibi yüreğin de Piro...
Sevilnce çiçek açar
Âşıkların yüreği
Kim istemez kardeşim
Deli gibi sevmeyi
Sakız sardunyalarım
Toprak saksıda büyüyor
Onlar çiçek açınca
Ruhum huzur buluyor
Şimdilerde tek dostum
Başarılar
“Yere” mim olmadan “yâre” lam olmaz.
Görmemişken bile, yüreğim kaldıramaz.
Cemalini göreyim, cennetten de geçerim
O Kevser şarabını, sonsuza dek içerim.