AY ŞİİRLERİ

AY ŞİİRLERİ

Serdar Arı

Ben ay sen nur olmalısın aşıklar birbirini tamamlamalı böylesine...
Elmanın yarısı ne boş kelam ay ve nur varken!
Kurtlu elma ile nurlu ay hiç bir olur mu?
Her halim ayın halleri gibi olur seni bulunca...
Nurum olunca sen ben evreden evreye geçer gibi şükrederim bu aşka;
Su gibi ekmek gibi nefes gibi...
Elbet yaratana şükrümüz sonsuz kere sonsuz,
..

Devamını Oku
Tovuslu Aşıq Eli

Camalın şö'lesi erşi e'laye
Dolanır dünyanı ay üze üze
Kaşların celladdı gözün heramı
Deme gi danışır ay üze üze

Ay nazenin Senem agır elin var
Tögülmüş gerdene siyah telin var
..

Devamını Oku
Murat Haydaroğlu

Boyu çapı renkleri belli ay yıldız vardır
Türk halkının koynunda devamlı yatan yardır
Türküm diyen bireye bayrak namustur ardır
Kırmızı zemin beyaz ay beş köşeli yıldız

Dalga dalga göklerde burdayım der salınır
Yükseklerde gördükçe ayrı zevk tat alınır
..

Devamını Oku
Bircan Şeker

bu gece parlasın bütün yıldızlar, bu gece tütsün duman dağından, bu gece düşsün yaprak dalından işte bu gece aşık olsun sessiz bir

ay 'a parlayan ay ' ın ardından doğan güneşe gülümsesin gün., farklı olan herşeyi benimsesin bu gece.

karanlıktan korkan yıldıza rastlayan ay ' ı anlatsın bize bu gece....
..

Devamını Oku
Hanife Uysal

İncecik bulgur musun (dur kadın)
Sen bana vurgun musun (ay gelin)
El sözüne bakıp da sevdiğim
Sen bana dargın mısın (ay gelin)

Ay gelin boylarına maşallah
Sevdiğim kavuşuruz inşallah
..

Devamını Oku
Fatih Yiğit

Bir kelebek ömrü kadar da sevmiş olsan beni belki bende anlardım sevginin gerçek kimliğini.ve ozaman belki bende sevmeyi öğrenip severdim seni.Sevgiyi aşkı bılmemek suçmu hiç yaşamadım ben. Bundan yargılıyorsan beni demek hiç sevmemşsin. Ama olsun canın sağ olsun hayat devam ediyor. İnsanlar yaşıyor kuşlar uçuyor ama bende herşey durgun bir deniz.Gibi nedeni isse sevilmemek biliyormusun ben sevgiye açım hasretlik ve yalnızlık sarmış butun her yerımı ama üzülme dedım ya hayat devam edıyor. Ve sen başka aşklara başka sevdalara yelken açacaksın. Benmi sadece senın hasretın le bedenımı yakacagım.Seni ayın pırıl pırıl aydınlıgında aradım ama bulamadım.Güneşin kızgın ve öfkeli ateşinde aradım gene bulamadım yoktun. Bazen bir yıldızda bazende bir limanın soğuk kış akşamı nın iz bıraktığı denizci lerin ısınmak amacı ile yaktığı ateşin alevlerın de aradım seni.Buldummu bilmem ama bildiğim tek şley var ki oda hayatın anlamsız ve herseyın bir oyundan ibaret olduğu.Her akşam olduğunda ay a bir hoşgeldin dostum türküsü patlatıp sonrada ay ışığında gerçekleşen ayırık hikayelerinden birini anlatmasını isterdim ondan çunku o dunyanın bütün gece yi yaşayan yerlerinde ayrılıklara şahittek gercek tir.benimde ayrılığıma şahıt olmuştu ve benım ayrılıgımı anlatmaya başladı benim çaresizliği mi ve hazin öykümü anlatıp durdu. okadar dalmışımki yüreğimin isyanı ile kendıme geldığimde ay çoktan nöbeti ni bitirip görevi güneşe bırakmış tı güneşle konuşacak bir sey yoktu çunku o hiç bir şeye şahıt olmamıştı ama biliyorum ki.oda öğrenmiştir dünyayı sarsmasada bir yüreği tepeden tırnağa yıkan bir ayrılktan geriye kanalan enkazı.Neyse ben gidip biraz uzanayım hayat unutulmaktan ibaret tir sende unut gitsin........
..

Devamını Oku
Nafiz Tançağlar

Ay! Ay!
……….
Bu budun,
Oldu odun…
Ülgen* Ay!
Başka yerde kurgan,
Başkasının elinde urgan,
..

Devamını Oku
Bilal Geniş

T-Ang-isip-isip-34 - Filipince

Alam mo ba...
Ang isip-isip..

Kung ikaw ay pupunta....
Disobeyed ko ang aking sariling...
..

Devamını Oku
Berzan

Vicdani ret; bireyin savaş karşısında geliştirmiş olduğu kişisel bir tavırdır ve bu anlamda genelde toplumsal zorunlulukların en temeli olarak görülen, kişinin kendi ülkesini savunması ile de çakışır. Bu karşıtlık, savaşların ortaya çıktığı tarihin ilk evrelerinden beri görülmektedir.

“Dünyanın ilk bilinen vicdani retçisi Maximilian‘dır. Kuzey Afrika da Numidiya ülkesinden 21 yaşında bir genç, M.S. Roma ordusuna çağırıldığına inatla askeri servise katılmayı reddetti ve Romalılar tarafından idam edildi.”(1) Tarihin bilinen bu ilk örneğinde de olduğu gibi karşı çıkışların ilk gerekçesi, genel olarak, dinlerdeki “insan yaşamını sona erdirmenin kötü olduğu” inancına dayanmıştır. Kitap hakkında daha geniş bilgi için resmin üstüne tıklayın) Askerlik yemininde “imparator devletin başıdır” şeklindeki ifadeden dolayı Yahudiler Roma ordularında asker olmayı reddettiler. Bu nedenle de Roma, onları askerlikten muaf tutmuştur.

Ancak bütün bunlara ve hatta tanrının “öldürmeyiniz” emrine rağmen Yahudilik de aynı İslamiyet gibi pasif bir geleneğe sahip olmamıştır. Budizm de savaşa karşıdır ve güce karşı hiç bir direnme de göstermediği halde, vicdani reddin kökleri esas olarak Hristiyan pasifizmine dayanır. İlk Hristiyanlar Roma ordusunda yeralmışsa da çoğu savaşı reddetmiştir ve bu anlamda ilk vicdani retçilerdir.
Ancak, Roma’nın Hristiyanlığı kabulü ile 4. yüzyıldan itibaren kilise “adil savaş” kavramını kabul etti ve bu durum, 16. yüzyıl başlarında Protestanlığın bazı mezheplerinin İncil’I yeniden yorumlayıp, adil savaş doktrinini reddetmelerine ve askerliğe, savaşa karşı çıkışlarına kadar sürdü. Allahın içindeki ışığın tüm insanların içinde parladığını söyleyen Quaker’lar gibi Menonitler ve Bretenler en bilinenleriydi. Monarşiler büyük ölçüde, para ya da yerine asker gönderme gibi bir takım yollar bularak bu mezheplerle anlaşma yollarını da bulmuşlardır. Örneğin Polonya’da Menonitlerin durumu resmileştirilmiştir.

..

Devamını Oku
Fatih Güler

Bir güzele rastladım
Sanki bir ay parçası
Masumluğu o biçim
Sanki bir ay parçası

Gözleri masum bakar
Yüzleri güller açar
..

Devamını Oku
Xazanqul Huseynova

Artıq oldu ölümünün bir yaşı,
hediyyemdi bu göz yaşım ay də də !
Yoxluğundan haray çekir yaddaçım,
çiskinlidi dağım, daşım ay də də !

Ne yamandı ayrılığın hicranı,
Də də deyir her saatım, her anım.
..

Devamını Oku
Hazret Seyda

Atıldım itildim bu zifiri ücra köşeye,
Hayat zindan güneş doğmaz ay görmez.
Kader gönderdi ölmeye anamda itti öteye,
Hayat yokluk güneş doğmaz ay görmez.


Bu fanide fenciler kol geziyor,
..

Devamını Oku
Harun Emre Yıldırım

Aylin;

Hani, bir gece bütün gökyüzü düşer ya omzumuza. Sevimli bir çocuğun, durgun, deniz rengi gözlerindeki gibi bir ışıltı belirir çok uzaklardan... Ufuk çizgisinin sevgilisini beklediği yerde, bir ışıltı belirir o çok uzaklardan...

Umutlarımız bir elimizde ve biz koşarız. Bir daire biz yaklaştıkça büyür. Umutlarımız o dairede… Bilmeyiz; gözbebeklerimizde mi küçülür yaşam yahut Aylin’midir büyüyerek koşan.

Dolunay diyorlarmış evvelki sevgililer... Karanlık gökyüzünde belirir ayın on dördü dedimi. Serpilmiş azra kadar taze bedeni, gusülsüz gökyüzünün sebebiymiş.
..

Devamını Oku
M.M.REVANLI

Düşmüşem bir derde çıhabilmirem
Men gözel eşginden bıhabilmirem
Daha çoh dişimi sıhabilmirem
Yanıram ataşta bilmirsen ay gız.

Bir tarafım gıştır bir tarafım yaz
Bir yanım cehennem bir yanım ayaz
..

Devamını Oku
Gülçin Şahin

Ay ışığında gözlerim alev alev
Yanıyor sanki bir ateş içimde
Ay ışığıyla birleşip,ruhumu aydınlatıyor
Ay ışığının gizemli ışıltısıyla ruhumda dolaşıyor
Gönlüm daha bir ferah içim daha bir aydınlık ışık saçıyor
Ay ışığında sevgilimle beraber hayal edip,romantizmin sıcaklığını yaşıyorum
Her taraf ışıl ışıl ve aydınlık
..

Devamını Oku
Ahmet Hani

Aldanmadın sen yalana
merhaba ay veten qızı
nifrin dedin qul olana
merhaba ay veten qızı.

ilmek saldın hey text üste
elinde var hevekdeste
..

Devamını Oku
Eli Ağa Vahid

Üzünde garadır halın
Elinde güllü desmalın
Can almag ise heyalın
Ay tez eyle tez eyle tez eyle

Yoluna güller düzerem
Ay eşgimizi men bezerem
..

Devamını Oku
Melahat Temur

Bir ortamda küslük varsa bir düşün!
Hiç mi senin payın yoktur ay oğul?
Büyümüşsün toy değildir ki yaşın
Başın kardan daha aktır ay oğul

Bu durumda çay,şekerin hesabı
Nasıl edek manav ile kasabı?
..

Devamını Oku
Duygu Yılmaz

Böyle kısa bir veda etmek yakışmıyor bana.Sense of Edessa'ya hiç mi hiç yakışmıyor böyle bir sevda ve o sevda kadar özlü veda.Sana bir teşekkürdür vedam. Sana teşekkür ediyorum.Seni tanımama izin verdiğin için.Seni yaşamak güzeldi, dost ağızlarda da olsa. İsminin başına yaşadığım duygulardan çok daha farklı sıfatlar getirmek de güzeldi hiç kuşkusuz.Riskini yaşamak güzeldi.Seni tanıdım ve gözlerimdeki ışığın rengi değişti.Belki de o hiç ortaya çıkaramadığım ışığımdı ama benimdi.Seninle ortaya çıkandı, ışığımdı.Seni, yazılarımdan bilenler seni soruyorlar, kim olduğunu, ne olduğunu.Hayatım boyunca herşeyin en zoruna kaçtığım için çevremdekilerin de en zorunu seçmişim ben! Seni anlatabilsem herşeyinle, herhangi birine güler geçerdi bana.Öyle ki ben bile seni içime anlattığımda kahkahalarla gülüyorum benliğime.Bu deli edebilecek bir duygu. İçimdeki herşeyi saklamamın nedeni de budur belki.Gözlerimin içinden başkalarının gözlerine akacak, beni bırakacakmışsın gibime geliyor.Sen de biliyorsun ölmek var dönmek yok artık.Senin için savaşamam.Seni sevdiğimi duysan da savaşmamı isteyemeyeceksin zaten. Sen, sadece bir ütopya olarak kalmalısın bende.Seni bir ütopya iken buldum, ütopya iken de bırakmalıyım... Geceleri ay çıktığında düşünüyorum seni.Keşke ay yüreğime tüm sihiriyle değse ve baştan yaratsa beni.İşte o zaman yine seni sevsem de en azından bu berbat talihi birkaç esirle paylaşabilirdim.Seni sevmek, havasız kaldıktan sonra nefes almak demek.Hiç gururum olmasaydı kalbini ve gözlerini yanımda taşırdım.Ve yine hiç onurum olmasaydı seni sevmemin sonuna nokta değil virgül koyardım.Tanıdığım tüm insanları üstine serptim biraz olsun sön, içimi yakma diye.Yetişemedim.Yaktın kalbimi, küle çevirdin, kimseleri içine koyamadığım yüreğimi bana bile sormadan kapkaranlık bıraktın.Gözlerinden aldım ben tüm yağmurları.Gözlerin ıslattı yine yaktığın yüreğimi.İklimimi şaşırdım.Her sevda bir ömürmüş! Benimlesin yaşadıkça. Sen benim sabah çayımsın.Böylesine birleştirmişken seni yaşamımla, her sabah biraz daha unutsam da seni nasıl çıkacaksın aklımdan? Herşeyi unutur insan biliyorum ama ne olur çabuk olsun.Tükeniyorum, eriyorum bilesiniz ey dostlar.Hayatını bir başkasının hayatında yaşamak ne zor.Ölmek ne kadar kolaysa unutmak da o kadar kolay... Ölmeyi nereden bilirsin deme! Her gün aklıma geldikçe sen, ben ölüyorum zaten.Umarım ki karşılaştığımızda gözlerimin içine bakmazsın.Bendeki ''sen''i çekersin belki de.Nasıl yaşarım sonra ben? Uykusun, ekmeksin, susun benim için. Sensiz ben bir hiçim.Yazmadıkça yaşayamıyorum.Yazılarımdaki labirenti kimse çözemez kolay kolay.Çözebilen de seni bulur zaten.Tehlikelisin benim için biliyorum. Seni sevmek haram bana.İçimde kalmalısın.Yüzün sadece ay ışığında birleşmeli sevgimle.Sana sadece bir defa sahip olsaydım, bir kez sarılsaydım sana benim olduğunu bilmenin feryadı içinde, Ocak daha bir Ocak olacaktı şimdi.Biliyorum. Yine unutacağım doğduğum günü.Yine geçmeyecek içten selamların sayısı seni düşünmediğim günleri.Unutacağım yine yılımın en çaresiz, en sürgün gününü, doğum günümü! Bilirsin! En sıkı hüzün kutlar doğum günlerini.Fırlar içinden insanın sıcacık bir acıyla.Ay ışığını evine kabul eden deniz gibi parıldar önce yüzüne, sonra da dalgasını sürer aşık olmanın gizlice.Ama bil ki bir seni unutmayacağım yaşamım boyunca, bir de bana kendi dünyanı yaşatırken dünyaları devirip gittiğini.Öleceğimi anladığım an sana ulaşıp seni sevdiğimi söyleyeceğim.Sen öyle bir yer kaplıyorsun ki yüreğimde ne söküp atmak kolay ne de bağıra bağıra seni sevdiğimi söylemek dağlara! Ama inan hala gözümün önünde gülümseyişin ve hala hissediyorum sırtımdaki bıçağın acısını! Yıllar önce bir krizantem tarlasında bıçaklayıp gittin beni.Ne adın kalır geriye ne sevdan kalır zannediyorken demir attın hayatıma.Kalbimden vurmadın beni ey zalım! İsmini kazıyıp derime kayıp gittin sensizliğe.Yazmak zor, yazmak ölüm.Yazmak basit seni yazının ortasına otutturmadıktan sonra.Ve yazmak basit inan bana, sana tamamıyla sahip olmadıktan sonra.Gizlimsin, bilmemeli kimse seni benden başka. Sevdalar yalan sanmalı yaşattıklarını.Koydu bana gitmen.Hiçbirşey yaşamamışızcasına bırakıp gitmen beni! Sinirimden yazamıyorum sana.Bu duygusallığım bitecek bir gün. Biliyorum, bitsin.Aşkımdan içim titrerken gururu da yarası kadar ağır bir serçe gibi serildim ayaklarına. Tüm aşkınla tekmeledin beni.Belki de o yüzden bu kadar ağrıyor hala yaram! Sen nasıl birşeysin ki sana yazılarımda bile sahip olamıyorum.İnsanlara sırrıma dair tek kelime bile edemiyorum.Bu terkedilmenin zehiri değil. Her zaman giden mi suçludur diye düşünüyorum. Giden ölür belki ama asıl gömülen kalandır. Gittin, gittin ve beni bitirdin.Şafak sökerken Urfa'yı hayal ettiğim gibi hayal ettim döndüğün günleri.Ama hiç şafak sökmedi Urfamda.Belki de benim için bir çiçeğin özündesin şimdi.Belki de senin de kocaman bir krizantem tarlan var.Ben mi sana sahip olamadım bilmiyorum amma inan şimdi seni, sen olduğun için kıskanıyorum.Yaşayan ölüler ülkesinden her şafak sökerken bir buket krizantem yolluyorum sana.Krizantemlerin üstündeki kanlar ne diye sorma.Onlar kalbimin kanayan yarası...
..

Devamını Oku
Yasemin Günay

Ay,ıslak yüzeylerden kendini yansıtıyor
Gözlerin...söze sığmaz bir şeyler anlatıyor

Rüzgârın parmakları,sihirli dokunuşlar...
Yapraklar... ağaçlara iliştirilmiş tuşlar

Rüzgâr esmeye ilk,yol bulduğundan bu âna
..

Devamını Oku