Kalmalar yükü sırtımda. Gitmeler yüklü cümleler bırakmış.Eski yazıtlara benziyor.Okuyamıyorum sensizliği.
-Savurgan günceler peşime takılmış.Harfler seni mora taşısın derken,mors alfa’bendeki algıların zehri dökülmüş hayallerime.
Yalnızlığın yoksulluğundan harf harf yemiş benden uzak kalışları.
Kırınç bir metin gibi kırılmışlık okunuyor .Burma’da Budistlerin yaktığı herkes gibi bağrım yanık.Bütün dünya biliyor sensizliğin acısını; ama sen inanamadın.
-Hasretin yabancı dilini öğrendim, seni anlamak için.Kendine yabancı olan hasretine de yabancıdır, yabancı dil öğrenmeye gerek yok.
-Oyuncak olmasın duygular.Sevince insan çocuk kalır,oyuncaklar ister yani.Yani ; bakışlar, cilveler, dokunuşlar, masumluğu kapatan öpücükler ister.
Şimdi yetimliğini beni yitirişini örtecek anlamların diline dolanmak zorundayım.Yılanlara pembe yalanları öğretmeliyim.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta