Zifiri gecede Ay!
Hâlesinde yalnızlıklar..
Hicabın gölgesine saklanır
Ve gece katran karası
Gece matem
Üşütür rüzgarı iliklerime kadar..
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kaleminiz daim olsun
çok güzeli çok beğendim bu şiiri Züleyha hanımefendi..
Dua ile..
Farklı kılan neydi?
Duaların dediklerini zaten anlamıyorlar ruhları acaba bunlar insan mı sorusuna cevap bulmaya çalışıyor abd olanlar. Dualar ediyor ki, onlara bir cevap versin; bu rengi kaçmış yaratıklar insan mı? .
Öyle ya da böyle insan ya da değil bu yaratıklara ziyaretçi deyip onları ziyaretçi evleri gönüllerde ağırlamaya karar veriyor. Gecede onlara en iyi şekilde hizmet ediliyor dua.
İnsan olduklarına karar verilmesinin ardından da gece koşullarında onları da birer şakird ilan edip, aralarına alıyorlar. Geçmişe ve geçmişin zamanla atık haline gelmiş bu saf, sevgi dolu kimsenin kimseyi durduk yere yaralamayacağına, kötülük yapmayacağına dair öyle sağlam bir inanca sahip ki, gece duayla ruhani ateşten gelen bu yeni sevgililer kalplerini sonsuza kadar açıyor sevgiye. Günlük yaşam tarzlarını öğretiyorlar, kendilerinden biri gibi görüyorlar.
Ama insan işte! .
y.ed...yüreğinize sağlık
Çok güzel bir şiir... Okuduğuma değdi... Vesselam!
YÜREĞİNİZE KALEMİNİZE SAĞLIK KARDEŞİM TEBRİKLER
Haydi düş önüme diyen bir sesi daha önce duymuştum, bu kez zor bir işe soyunup şeyh yahya efendide herkesin bildiğini sandıklarını mezartaşlarında sırlayanlar bir kesiti anlatmış bizlere bu nedenle ilgiyi hak ediyor dualar Tanışmaya giderken, insan hiç mi belli etmez kendiyle tanışacağını Beklentisiyle aklımın ucundan geçmeyenlere ne yalan söyleyeyim taşralı öfkemle büyük gıcık kapmıştım modası hayli geçmiş muazzam hikâyelerini dinlediklerim Yaptığımız uzun yolculukta gelip bende kalan dualar epey olmuştu Çıt çıkmadı, kendim bile inanmıyorum söylediklerime, kırgınlık galasında herhalde insan hiç mi belli etmez sevgiyi Arada insan duayla küçük bir şeyi yaparak hayatımıza bir lezzet katmayı da istemez mi? Ruh istemedi bir gün benden önce davrandı altı yedi satırlık bir şiir indirdi gönlüme gözümün içine baka baka Benim bir şikayetim olmadı az yazmasından Elime yakın bir yerde dua dua hep üst üste durdu, dönüp dönüp okudum kederle, mutlulukla Sevginin derinliğini ondan öğrendim İnanmaya değer tek dil, dualarla söyleme ihtiyacından doğandır, söylüyorsa gönül ihtiyaçtandır..y.ed...yüreğinize sağlık
Ay ışığında ağladı gül
Serildi gözyaşı secdesi
Siyahi buluta..
Nurdandı duaya açılan yaprakları
Bir zerre ışık sundu asumana
Aydan kalma…
Siz yazın ben okuyayım canım bayıldım şiirine ve şairesinin güzelliğine sevgiler.
Setrine bürünürüm edebin
Sarsın ruhumu ulvi rüzgarlar
Kapansın gözlerim mananın uykusuna
Uyandırmasın beni sahte sevdalar..
Maneviyat dolu dizeler.Ulvi rüzgarlar okşasın ruhunuzu. Beğeniyle okudum.Kutlarım tam puanımla. + ant. Sevgiler...
'Lâl olur kelam
Söner ışığı Ayın
Mülteci yalnızlıklarda..'
Yalnızlığın somuttan soyuta anlatımı.
İki yalnz çığlık arasında değil mi ki yaşam?
Kutluyorum düşünen, düşündüren şiirinizi.
Başarılarınızın devamını diliyorum
Bu şiir ile ilgili 109 tane yorum bulunmakta