Adına ne dersen de, bu toprağına düştüğüm yolun
Sonu hep eksik kalacak olan senden başladığı sonsuzluk
Lodos yolu çınarlı han ve koşup gelen yağmur aralığı gencecik Nisan
Köze harlanmış demirlerin döşünü döven
Göğün sonsuz kucağından
kendini parçalarcasına kanatlarını üstüne gerdiği sorgusuz divanına
Sandım ki, senin yakamızı yuyup,
Gömleğimize sinen en insan kokun bir başka sefer
belki bir başka yerde
Üste sıçramış kimbilir nasıl bir ekin dalıydı..? Değilmiş
Değilmiş ve her sorulan sorunun karşılığı seni bana yönelten
İkimizin arasında doyulmak bilmeyenlerin anayurdu olduğunu
Senin gözlerin zıpkın yemiş şimşeklerden acısı yüreğinde yağan
O kıyasıya gelincik zülüfleri delirmiş sağnaklara değdikçe
Sendeki sonsuzluğu gelip geçen bulutlara kıyaslamak ne mümkün
Değilmiş..
Değilmiş...
Yüzünde bir tutam güneş kırıntısı gülüşlerini
Sana lazım değilmiş gibi ömrün
Tutup tümünü yavanıma katık diye emzirdiğin
Ne kurda, ne kuşa, ne yabana
Ve ele güne koymadan beşik bebek beni beni
Ay beni,
Gün beni,
Yıldızlara senden aşk nedir ve kim de uyur uyanır
Bütün uğrunu bilmez çıkmazlara hayatın yolunu bellettiğin
Seni güzel anam beter gökle kıyaslamak ne mümkün
O başı sonu yok ettiğin selamdır kulağımıza aşkı fısıldayan
Benle beraber, öteki yavrularına el bebek gül bebek
Kol kucaklarını kapaklanıp
Üstümüzden eksik etmediğin ellerinden doya doya öper..
Başka da sözüm yoktur
Sevgilim..
Güzelim....
Seyfi Karaca..Aralık / 09
Seyfi KaracaKayıt Tarihi : 7.2.2010 22:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!