Gurbet gurbet dedik beniz sarardı
Hangi sebeplerden umut arardı
Ömür geçip gider niyet karardı
Körelmiş zihinden uyan vatandaş
(Rahatlık insanı geliştirmiyor, zorluklardır insanı geliştiren)
Yaşadığım bir haftanın özetiyle, tekrardan birlikteyiz. 14 mart 2008 « Hüznünde İsyanı Deftere Yazdım » kitabımı posta aracılığı ile aldım. Ve ertesi gün, yani 15 mart Cumartesi, yaşadığım yerde kitaplarımı tanıtmak için yola koyuldum.
24 yıl oturduğum yer Metz. Sadece Türklerin bulunduğu kahvelere giriyorum. Adına kahve demek yanlış olur; erkekhane, evet sadece bayların bulunduğu bir mekân. Herkes küme küme masa başında. Kimilerinin önünde rakı bardakları, kimileri okey oynuyor, kimileride bomboş öylece karşı karşıya oturuyorlar. İlk izlenimleri gözlerimde, sanki masa başında kaybolmuş, bir başka dünyadan gelmişler gibi, bomboş bakışlar, hayat ve gurbetin kahrı çökmüş soluk benizleri ve kendi iç dünyalarının görünümüyle yoksul insancıklar. İnsancıklar diyorum çünkü, bu insanların çoğunluğu siyasi amaçlarla gelmişlerdi güya buralara. Kitaplarımı veriyorum; ilk eserlerim diyorum, bakmak ister misiniz? Ki bu insanların çoğunluğunu da geçmişten siyasi olarak tanıyorum.. Kitabımı alıp bakıyorlar. İlk söyledikleri yine o fakir görüntüleri gibi “ben okuyamam ki” oluyor. Kimileri beni tanıdıkları için alacağını söylüyor; kimileri, kitabı geri uzatırken, donmuş gibi yüzüme bakarak, sanki benim onları gördüğüm gibi, onlarda beni bir kadın olarak bu kahvelere nasıl girebiliyorum dercesine, anlamsızca yüzüme bakıyorlar. Bir kaçı akıl edebiliyor, kitabını imzalar mısın diye. (Konu kesinlikle kitabım değildir, sadece kitabım aracı olmuştur bu vatandaşlarımızın gerçek yüzlerini bir kez daha görmeme.)
Daha sonra, erkek mekânından çıkıyor, bir türk marketine giriyorum. Kadınlar var, ellerinde sıgara, çocuklar salıverilmiş. (market ev gibi kullanılıyor aynı zamanda.) televizyonun karşısında ve önlerinde çay. Merhabalaşıyoruz. Ki gene geçmişten tanıdıklarım. Ve ben yine onlara kitabımı uzatıyorum, alıp bakıyorlar ve yine ilk duyduğum; “ya ben kitap okumayı sevmiyorum, okuyamıyorum ki! Ben de diyorum ki, benim şiirlerimle okuyarak başlarsınız okumaya. Vaktimiz mi var ki deniliyor, sonra şiirden miirden ne anlarız biz diye gülüşüyorlar. Üzülüyorum! Bir zamanlar, haklarını savunduğum bu kadınlarımız, okumak ve öğrenmekten neden bu kadar uzaklar? Televizyon karşısında bilmem hangi diziyi izliyorlar.
Ve 10 veya 15 yıl önce bıraktığım bu kadınlar, zihniyet olarak neden hâlâ aynı yerlerinde sayıyorlar? Aklıma sorular takılıyor, nedir insan olmak? Nedir yaşamak? Biz kimiz ve neyiz? Nedir bizleri bu hallere sokan? Ve en önemlisi, nedir Avrupa’da Türk olmak? 30 yıl önce gelmiş bu vatandaşlarımız, sanki Türklüklerinide unutmuş gibiler.Ve bu vatandaşlarımızın çoğunluğunun Türkiye’ye gelişlerinde ki havalarınıda biliyorum.
Bunca zaman içerisinde tanıdığım bu insanların, bilinçsizce çökmelerinin sebebini bir tek amaç uğruna yaşayışlarından dolayı olduğu kanısına varıyorum. Ve aklıma ilk şu dizeler geliyor; insanın gelişmesini gerçekten, rahatlık engelliyor. İnsanı geliştiren yaşadığı yer ve koşulların dayattığı zorluklardır. Madem ki düşünmeyen halimizden şikayet etmiyoruz, hiç bir şeyden şikayet etmiyelim o zaman. Benzimizin soluk haliyle, devam edelim mutsuz yaşantımıza, gurbetçi insan kardeşlerim.
Sevgili ÖzbekKayıt Tarihi : 26.3.2008 23:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

İnanın orada böyle yaşayanların olduğunu asla düşünemezdim..
İnsan sadece görerek değil;okuyarak, düşünerek,
hissederek içindeki olumlu değişim inancını sürekli körükleyerek gelişebilir .....
İnsan, kendini rehavetin içine bıraktı mı demek ki böyle oluyor..
Yazık..çok yazık..üzüldüm...
İnsan,adam olmaya niyetli değilse Avrupada da olsa , olmuyor demek ki..
Tam olarak bilemedim..çözemedim bu vurdumduy-
maz tavrın nedenini.
Birlik, kardeşilik ruhu mu yok olmuş dersiniz?
Yoksa bizlere Kaf Dağları'nın ardındaki ülkeler diye lanse edilen bu ülkelerde de alım gücü mü düştü ?
Ben kardeşlerimizin bir şiir kitabı almalarınının
nedenini başka türlü açıklayamıyorum..
Bence onlara anlatınız..
Siz Fransa'da yaşıyorsunuz..dünya kültür , demokrasi beşiği(!) Fransa'da..
Okumasanız bile alınız..ben içinizden biriyim..
Şairlik yolundaki bir arkadaşınıza güç vermiş olacaksınız, deyiniz.
Bakarsınız belki anlayan çıkar...
Ya da herkes kendi inandığı tarikatın yolunda
eriyinceye kadar yürümeye devam eder.
Saygı ve sevgilerimle..
Teşekkür ve tebrikler..
yurdumuzad bile değişik hallerin kuraksamışlığı
verimsizliğin ibretini hayretle yaşatmakta..Kısacası
normal hallerde ki umuta olan beklentilerimiz ve öylesi isteklerimiz daha az bir yol almışken anlamsız duygularla sarıp sarmalıyor..İyilerin yüzü suyu hürmetine kaderde ki gizin lehizde,bütün insanlığın çiçeklenmesi ve temiz ruhların esenliğini
esilemek dileğiyle sevgilerimle başarılar.Erdoğan Vural
Bizim gerçeğimiz.
Sadece Avrupadakiler değil.
Türkiyede tek bir kitap okumamış nice okul müdürleri, ilköğretim müdürleri tanırım ben...
İş avrupada olunca biraz daha içimi sızlattı elbette.
Tebrik ediyorum.
Selam ve dua ile.
TÜM YORUMLAR (6)