Budapeşte'de doğan Jozsef, zor bir çocukluk ve ilkgençlik geçirdi. Fakir bir ailenin üç çocuğundan biriydi. Babası bir sabuncu, annesi ise hizmetçiydi. Babası, şair üç yaşındayken evi terk etti ve Amerika'ya kaçtı. Diğer iki kardeşiyle birlikte, annelerinin çocuklarına bakmak için insanüstü bir çabayla çalışmasına ve sonunda yorgunluktan hasta düşmesine şahit oldu.
Annesinin hastalanması üzerine Macar Çocuk Esirgeme Derneği tarafından Ocsöd köyünden bir aileye evlatlık verildi. Evlatlık verildiği aile ona domuz çobanlığı yaptırdı ve ona Pis ...
Şimdi iki milyarlar zincirlemek için beni
Benden bir çoban köpeği yapmak niçin kendilerine
Fakat iyilik, şefkat ve nicelik duyguları
Göç ettiler onların dünyasından Güney'e.
Artık ışık içinde göremiyorum bu dünyayı
Göremiyorum, deney tüpüne bakan bir doktor rahatlığıyla
Bütün bir hafta, aralıksız
Annemin görüntüsü geçti gözlerimden
Kolunda ağır çamaşır sepeti
Çatı katına tırmanırken
Ve ben yaramaz, delişmen çocuk
İyi nedir kötü nedir düşünmüyorum
Çalışırım, acı çekerim: yaşamım bu.
Takma pervaneli kayıklar, çanak çömlek yaparım,
Kötü zamanlarda kötü, iyi zamanlarda iyi.
Sevgilim ne zaman sokaktan geçse
serçeler barıştı güvercinlerle.
İncelikle basar basmaz kaldırıma
güzel ayak bileği ışıldadı usulca.
Ne anam var, ne babam.
Ne yurdum var, ne tanrım.
Ne beşiğim var, ne kefenim.
Ne sevgilim, ne aşkım, ne evim barkım.
Tam üç gün var açım,
Haykıran ben değilim, yer gümbürdüyor,
Dikkat et, dikkat, çünkü çıldırdı şeytan,
Uzan kaynakların duru dibine,
Yapış pencere camına,
Gizlen elmasların ışıltısı ardına,
Taşlar altında böcekler arasına,
Şu dünyada düşeceksen yollara,
İyisi mi yedi kez doğmaya bak
Bir kez, yangın çıkan bir evde doğ,
Bir kez, buzdan soğuk sellerde,
Bir kez, azgın deliler arasında,
Bir kez, olgun bir buğday tarlasında,
Neşeliydi, iyiydi, ısrarlıydı belki de
doğru bildiklerini yalanladıkları zaman.
Yemeği sevdi ve kimi bakımlardan
Tanrı'ya bile benzedi.
Bir yağmurluk armağan etti
musevi bir doktor ve akrabalar ona
İlençli bir asker olayım diye askere aldı beni Franco,
Kaçmadım, korkuyordum çünkü, adamı kurşuna dizerlerdi.
Korkuyordum - özgürlüğü, hakka karşı geldim bu yüzden
İrun varoşları altında. Ama ölüm yine yakamı bırakmadı işte.
Tarlalarda birkaç ağırbaşlı köylü
yollanıyor evine doğru suskunca.
Uzanmışız yan yana: Irmakla ben,
uyuyor incecik otlar yüreğimin altında.
Sessiz büyük bir dinginliği yuvarlıyor ırmak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!