Sorma
gündüzleri
geceleri bile unuttum
gözlerinin renginde
tüm renkleri unuttum.
hayalim,hasretim ve yıllarımla
ay kol kanat germiş,
pembe geceye.
gül,e kokusu sinmiş,
yarin dudaklarından.
yarına az kalmış zaman nerede,
gel sıyrıl pempemsi elbiselerden,
yoklugu bitmeyen bu yollarında,
elleribomboş,hali perişan.
varlıgını kaybetmiş, şuuru noksan,
birini görürsen beni hatırla.
varlıgını yalnızsana adamış,
dün yine gezdim şehrin çarşı,pazar,meydanını,
yüregim kan aglarken,gözlerimde yaşlarla.
baktım çocuk parkında oynayan çocuklara,
çocuguna bir simit alamayan nice analar,
ayakkabısının altı yırtık olan nice analar gördüm.
çocuguna hamb urger yediren anaların yanında
uyan ey Türk Milleti yüz yıllar öncesi gibi,
bir avuç zerdüşt kanında boğmak istiyor bizi.
vuralım osmanlı tokatı gibi yumruğu tekrar,
düşünce toprağa, görsün neler var.
vuralım yumrukla yüzünne bu kahpelerin
tükürün yüzüne bu şerefsizlerin.
oturdugun sandalya unutma tahtın degil,
üstündeki gömlegin aldanma atlas degil.
herkes yiyor yemegi bir lokma bir tabakta,
altın tasta sunulan, şarap degil aş degil,i
uyan artık,silkelen gittigin yol, yol degil,
bir araba dururyor yolunun üzerinde
genç bir bıçkın bakıyor sinsice
tanışıyor hiç korkadan kısa zaman sonra olan oluyor.
kızalışıyor yanan gece lambalarının ışıgıa
alışıyot o hayat uçuruma,
geçiyor zaman rahine düşüyor içkinin damlaları
yavaş,yavaş yaşın gelmeye başlarsa elliye,
tüm dostların,gitmeye başlar geri,geriye.
ellibeşe dayanırsa ömrünün ibresi,
oglun,kızın sorar baba, yerin neresi.
bulutlarla haber saldım,
daglarla selam.
yagmurlarla haber saldım,
yagmura selam.
sevdama daglar şahit,
gözyaşlarım yagmurlardır.
İki farklı güzellik
iki farklı esinti yürekleri serinleten.
ruhları dinlendiren,
yurdumun dogu ve batı sentezi hanımlarımız.
iyiki geldiniz,iyiki tanıdık sizleri
içimizi serinletip, alıp götürdünüz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!