Öyle anlaşılıyor ki,
En zor şey olmalı insanın kendini yönetmesi
Ve işin kolayına kaçıyor, insanların büyük bir kesimi
Teslim olup kendilerini yönetecek bir güce
Günde beş vakit
Eğiliyorlar o gücün önünde
Kimi yerden seçiyor gücü, kimi gökten
Ve bu seçim sonucunda,
Don gidiyor götten…
Ama dünya dönüyor istikrarlı bir biçimde
Ve değişiyor, gelişiyor, günden güne
Ezbercilerin zulmüne rağmen,
Direniyor bir avuç insan.
Zincirlere, zindanlara, ateşlere, giyotinlere,
Yağlı urganlara rağmen,
Direniyor bir avuç insan.
Durduramıyor dünyanın dönüşünü, tarihin akışını hiç kimse…
Ve onlar,
Kanlı tarihin kara sayfaları arasında, bir ateş böceği gibi
Pırıl pırıllar.
En fazla:
Tarihin tekerleği önünde engel olanların ağzında
Kulaklarımızı çınlatan bir deyim var
‘’Ekmek yediğin tekneye sıçma! ’’
Ve onların çoğu,
Bize bu dünyayı, yenileyip hediye edenlerin
Çektiği zulmü bilmiyorlar.
Belki de bilmek istemiyorlar
Kendi tembelliklerini aşmak istemiyorlar.
Keşke o ateş böceklerinden daha çok olsa
Kavuşurduk hiç kuşkusuz daha büyük aydınlığa…
Ama dünya zorbaların yönetiminde
Zorbalar ustalaşmış karanlık işlerde
Hiç aydınlığı isterler mi?
Büyük bir öfke, büyük bir hınçla,
Saldırıyorlar ateş böceklerine
Susuyor rahatına düşkün olanlar da…
Ortalık karadıkça
Karanlık koyulaştıkça
Ateş böcekleri yalnız, ama yine de kayıtsız,
Devam ediyorlar yollarına
Açık hedef oluyor onlar da.
Eğer ‘’ekmek yediğimiz tekneye sıçmak istemiyorsak’’
Kutsal bir görev olmalı ateş böceklerine sahip çıkmak,
Karanlık diye bir şey kalır mı?
Her birimiz ateş böceği olsak?
Kayıt Tarihi : 28.11.2016 22:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiir günümüz için bir ders niteliğinde...
Kaleminize sağlık sayın Mehmet Halil....
TÜM YORUMLAR (2)