Alacakaranlığın gökyüzüne eriştiği bir anda susuversek,
Bizi sarhoş eder mi?
İçime düşen bu kor,
Düğümlediğim bunca zamanı geri çevirirmi?
Yakıp geçer mi tenine değmiş hüznü?
Gözyaşına ömrümü ateşe verdiğim,
Saatlerce ellerimi izliyorum,
Saatlerce aynaya bakıp gördüğüm hiçlikle vuruşuyorum.
Yan komşunun camına hergün bir taş atıp kaçıyorum,
Defalarca kırıyorum aynı camı.
Kırdığım camda yüzün gizli,
Gördüğüm bu hiçlikte sesin.
Gez ile göz arasında sev beni,
Kurşundan önce ulaş yüreğime.
Belki solar benzim,
Belki ruhum terkeder dünyayı bunca sevdadan sonra ama,
Gez ile göz arasında sev beni.
Azrail canımı sahiplenmeden,
Bu nasıl bir yenilgi böyle,
Nasıl bir tutku ki aralıkta güneş gibi tenin.
Kar tanesi gibi eriyor saçların,
Ve her tanede buram buram özlemsin.
Beyazlar soluyor ışıltısında ruhunun
Ve ellerin bir uçurum gibi sakin.
Tek kanatlı umutlarım var benim,
Yüzünde binbir acının kanadığı.
Öyle ki hançer yarası gibi derin ve ağır.
Kaldıramıyor gece kuşlarım bu yükü,
Yüreğim ayaklarının üzerinde duramıyor işte.
Yedi düvel gelse karşısına meyletmez bir damla yaşa ama,
Seviyordum ölümü sever gibi yüzünden düşen bin parça acıyı,
Kucak açıyordum belki sana,
Belki de kel başa şimşir tarak hüzünlerine.
Hiç gereği yokken sarılıyordum belki ardına düşen gölgene.
Karanlığı hiç gereği yokken seviyordum.
Bilirsin işte; her zamanki şaşkınlığım.
Özlüyorum savurduğum bir baharı yüzünde,
Çığlıklar özeniyor sessizliğin sarı kundağına.
Susamıyorum sözü batasıca şarkılara,
Susamıyorum mağrur kirpiğindeki tuzlu gözyaşına.
Akşam üstü oluyor, ırmaklar gibi coşkun akan sulara karışıyor sesim.
Tanımadığım bir adam sesi batıyor bana,
Bilinirse varlığın kopar tüm inceliği yalnızlığın.
Okunursa adın volkan olur içim.
Varlığın türkü olur düşer dile,
Penceremden girer içeri ne varsa cehenneminde.
Yanar yüreğim yine bülbülün dilinden ırmaklarca.
Solar soluğum, havam zehir olur.
Bir dip not bırakıyorum bomboş odama,
''Gelirsen beni sakın arama.''
Gittiysem senden dönüşü yoktur.
Bittiysen gözlerimde, yüreğimin dili suskundur.
Dinlemeyeceğim nasıl olsa içimi.
Bir sonbahar sessizliğinde,
Ebabil kuşunun sesinde saklı sesin,
Her kanat çırpışında yüreğimi helak edersin.
Üzerime taş misali yağar gözyaşım.
Kafir sayarsın yüreğimi,
Tapar puta taparcasına sevdasına.
Bilmezsin,yararsın yine başımı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!