Bana şans dile yüreğim;
Hiç olmadığın kadar çok acıyan bir yarasın şimdi.
Hiç tanımadığım kadar uzak hüzünlerin,
Hiç bilmediğim kadar derin bakışlarla gizlisin.
Bana şans dile yüreğim;
Dokunduğum her zerren nasırlara bürünmüş,
Son kez geliyorum şehrine,
Sokakların kabul eder mi bu yenilgiyi bilmem.
Son kez geliyorum sisli caddelerine,
Bu sis saklar mı yüreğimi bilmem.
Bu geliş bitmeyecek unutma,
Bir defa gelirsem, yüreğim hiç gitmeyecek.
Yağmur yağar bilirsin delidir o;
Mutluluğa, acıya, hüzne, gözyaşına ya da bir küçük gülücüğe,
Her ne varsa üzerinde yakıştırır kendine.
Delidir o; yavaş yavaş akar buğulanan camdan.
Kimi zaman saplanır keskin bir bıçak gibi yüreğe,
Kimi zaman usulca söndürür tüm yangını.
Güneşi ardıma alıp yürüyorum şimdi,
Belki gölgeme düşer bakışların.
Olur ya, belki adımlarından birine rastlarım.
Olur ya hani, belki gökyüzüme düşer hayalin,
Ya da sesini bulurum kuytu bir sevdada.
Abdala ''kar yağıyor'' demişler,
Saman alevi sarıyor dört bir yanı,
Artık griye çalabilirsin tüm yangınları.
Küllere verebilirsin bu narı.
Kırmızılar yok artık düşlerimde.
Dudağından döküldü binbir acı.
Vurgun yemiş tüm bu kış.
Saat üç; ben ölüyorum.
Bilmem hatırlar mısın gözyaşını,
Geceyi gözyaşında yakıyorum.
Yatsıyı çoktan geçtik, tüm mumları söndürüyorum.
Son kez yüreğimi dinliyorum işte, ölüyorum.
Sakın ağlama!
Düşlerimi simsiyah bir kar örtüyor,
Üşüyorum iliklerime kadar, yüzüm terliyor.
İçime işliyor bu zifiri çırpınış,
Üzerime seni örtüyorum,
Bir yarayı bir yarayla sarıyorum sanki.
Nafile, çivi çiviyi söküyor da sen merhem olmuyorsun sana.
Dirhem dirhem dökülüyor gün,
Bu fırtınalar nedendir belirsiz.
Bir akşamüstü uğulduyor pencerem,
Akşam sefaları boynunu bükmüş.
Bulutlar kararmış yine,
Bu sefalet nedendir belirsiz.
Hatırlamak seni bir sonbahar akşamında,
Yüzünü çizmek hatıralara,
Aniden esen yelde seni bulmak ne güzel.
Ve yağmur yağdığında bu yollara,
Ayazına aldırmadan gecenin,
Çırılçıplak yüreğimle sana koşmak.
Küçük gülücüklerle yamalanan yaraları biriktiriyorum avucumda
Aşkın seğirdiği kalp parçaları gibi toplanıyor bakışların.
Kimseye kulak asmadan geçip giden günlere benziyor suretin,
Hükümsüzlüğüyle coşan deli acıları sırtlıyorum tanıdık kızıllıklarda.
Kan gibi, kin gibi kızıl çatlaklara sığınıyor içimde doğan sükunet.
Ruhun duvarlarına çarparak kendini bulan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!