''24 Ocak 1993 de Cumhuriyet düşmanlarınca katledilen Uğur Mumcu'nun aziz hatırasına saygı ve gözyaşlarıyla.''
o karlı yirmidört ocak sabahında
yüreğimizi sızım sızım sızlattın Uğur ağabey
ne çok hüzün saldın bu ülkenin insanlarına
ne çok sevmiştik seni...
Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi
Mutluluğa hep geç kalırım
Devamını Oku
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi
Mutluluğa hep geç kalırım
Duyarlı ve sorumlukluk duygusu yüksek kalemi içtenlikle ve saygı ile kutluyorum.
Asla unutulmayacak. Vefalı yüreğinizi ve şiirinizi kutluyorum Ahmet bey...Nicelerine...
uğurlar ola üstad,, duyarlı kaleme tebrikler
duyarlı şiir için tebrikler ahmet bey, ruhu şadolsun
Cumhuriyet kazanımlarını kendisine rehber edinen aydınlık insanlarımızın toplumsal sorunlara karşı cesur ve akılcı duruşlarından rahatsız olanlar, haince tuzaklarla onları bizden kopararak, düşüncelerini yok etmek istediler
Koparabildiler mi hala anılıyor onlara yürekten şiirler yağıyor ...Kutlarım duyarlı yüreğinizi ve ona elçilik eden kaleminizi Ahmet bey.. Yüreğinize sağlık..+10
Saygılar
uğur mumcuya allh rahmet etsin mekanı cennet olsun katledenlerede lanet okuyorum asla unutulmayaca kutlarım
Ne acı...
Uyarmak için uyuyanları! Soymak için uyutanları! Vurmak için Ulus Devleti bölük pörçük yapanları ifşa eden.. Tek derdi 'AYDINLIK YARINLAR VE TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ' olan bir yiğidi kaybettik, kaybetmekle asıl bizim kaybettiğimizi hala anlamadık!
Büyük Vatan Evladını kendi elinden çıkan şiiri ile anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum...
Kutlarım Ahmet Bey...
Vurulduk Ey Halkım, Unutma Bizi
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık,
Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
Bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı
Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,
Yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük
Dövüldük, vurulduk, asıldık.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi...
Yoksullugun bükemediği bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez,
İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu.
Yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden.
Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında iskencecilerin acımasız ellerine terkedildik.
Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.
Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,
Taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi.
Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.
Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...
Ölümcül hastaydık.
Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın.
Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha.
Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.
Vicdan sustu.
Hukuk sustu.
İnsanlık sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Kanserdik; ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.
Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.
Hastaydık.
Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.
Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.
Önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine.
Sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük.
Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük.
Doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük.
İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler, sizin için öldük.
Adana'da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.
Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Bağımsızlık, Mustafa Kemâl'den armağandı bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa, devleri yönetenler gizli emellerle,
Başlarımızı ezmek
Kanlarımızı emmek istediler.
Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler.
Ülkemiz bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze.
Kurtuluş savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız
Bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız.
Bir kez dinlemediler bizi.
Bir kez anlamak istemediler.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi...
Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.
Bir kadın eline değmemişti ellerimiz.
Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha
Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.
Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç.
Mezar toprağı gibi taptaze,
Mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.
Asıldık ey halkım, unutma bizi...
Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar,
Ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar.
Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.
Öfkelerini bir gün bile karşısındakilere
Bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük.
Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.
Batı uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...
Bir gün mezarlarımızda güller açacak
Ey halkım, unutma bizi.
Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak
Ey halkım unutma bizi...
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz
Şimdi hep birlikteyiz
Ey halkım, unutma bizi...
UĞUR MUMCU
Unuttuğumuz sanılmasın... Onu vuranlar, kürt saidin hala peşinden giden yobazlardır!
En son yazılarını okuyanlar bilirler... Okumayanlar var ise araştırmalarını dilerim...
Diyordu ki: 'Risalelerin kürtçe ağızla yazılanlarında her fırsatta kadınlarınızla birlikte olun!' Yani, çoğalın, üreyin...
Türkçe olanlarında ise, 'kadın şeytandır, ondan uzak durun!'
Son yazdığı Milliyet Gazetesi'nde 'bölücülüğün arkasındaki gizli güçleri açıklayacağım' demişti.. İşte o yazılarından ve duyurusundan hemen sonra o kalleş pusuda öldürülmüştü..
Unutmadık, unutturmayacağız!
Sen yanmasan ben yanmasam biz yanmasak
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa'' demiş ya şair...
--------Ahmet hocam inan bana çok duygulandım , bu güzel çalışmanızı çok beğendim sayfama alıyorum sizi ve çalışmanızı yürekten kutluyoru . saygılar sunuyorum nur içinde yatsın .
üstada rahmet duyarlı dizelere tebrik
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta