Bazen suskunlaşır adam
Kara kara düşünür içinden
Bazen de istemediği bir şeyi
Sevdiği istiyor diye sessizce kabullenir
Kendini anlatamaz.
Bir gün böyle olacağını bilirmiydik
baharda açan çiçekler gibiydik
ektiğim umutlar şimdi bulut oldu
gözyaşlarım sel olup doldu.
Sözler verilir veda olur
Aylardan kasım hastane odasındayım
Hayata tek bağlantım pencerem,
Telefonum, Fatma Hanım, Ayşe abla
Bir de Tuğba’ m var ya benim.
Hastane odasında acılarımla kaybolmuşum
Umut yok artık
Yalvarmalar, yakarmalar
Sudan bahaneler
Ayrılıklar, birliktelikler
Sevdalar, nefretler
Yeni yıla anlam kazandıran;
Uzun bir yolda yürürken bulmuştun kendini
Kalbin miydi yoksa sokak mı gittikçe daralan
Ve kaldırımlarda uzanıp yatan gölgen
Kayalara yaslanan köpüklü dalgalar gibisin
Neden suskunsun sen alçaktan uçan kelebek,
Belki de mahallenin en güzel kızısın
Boynuna taktığın kolye gibisin
Ay ışığında hazırlanmışsın ne haber
Çağla yeşili elbiseni giymişsin bu sefer
İnanılmazlığında bazı armağanların
Hislerimiz,beklentilerimiz,korkularımız,
Endişelerimiz,kızgınlıklarımız hatta sevinçlerimiz
Her şeyimiz değişti artık
Yeni duygular yok artık eskisi gibi.
Ya ben eski dünyamdan,alışkanlıklarımdan
Yalnızlıklarımdan vazgeçemiyorum artık.
Seni çitleri kucaklayan sarmaşıklara sordum
Turuncu bulut yığınında ufuk
Dağ sırtlarında bir ağacın altında
Yağmurlara kuşanmış rüzgâr susuyorken
Baktım geceden bana ihtiyacın yok
Güz yapraklarıyla sarsılan yüzüm
Rüzgarların patlattığı pencere kepenkleri
Parçalanmış karmakarışık bir maketten farksız
Basıp geçtiğim şu ahşap sokaklar
Sahi neredeyim ben nereye yürüyorum
Çünkü bilirim ki, ne yaparsam yapayım,
Onun canını artık acıtamaz.
Benimki gibi benim kadar acımaz.
Onsuz mutlu olunmaz.
Önümde diz çöküp ağlasa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!