Aşk bizim çıramızdı, yol yürüdüğümüz yerde.
Biz bilirdik ki ilaç bu, hasbel kader düşülen derde.
Bu kut idi bizi besleyen, çıkılan dünya denilen seferde.
Bu idi elhak masiva ile aramıza gerilen perde.
Ne seher nede bir başka vakit dindirmedi ahu eninimizi.
Ne talihmişte gelip bilmem kaç milyonda bulmuş bizi.
Ger hekimsen aç şu gönül kapımızı, bak orda durur izi.
Tarifi mümkün değil, nalan mı desem ince ince bir sızı.
Dilerim bu hazine uçup ta gitmez, giryan yüreğimizden.
Yoksa ne bir ben kalır, nede insan denen bu izden.
Turab olsanda kar etmez, aşksız ne gelir elimizden.
İnşaallah riyasızdır bu derdimiz, ancak aşk isteriz Halikimizden.
Çünkü mahşerde belki tek sermayemizdir, aşk denen ihlasımız.
Kati kanaat geldi ki bu dert iledir ancak felahımız.
Ne ismin bir manası var nede viran olası mahlasımız.
Ancak aşk iledir, mizan başındaki halasımız.
Mai zemzem gibidir aşk, helak anında dudaklarımızda.
Bir mana arama ey, bir kıymet yok bu varaklarımızda.
Belki bir riyadır heyhat kalemle dökülen parmaklarımızda.
Bir kurtuluş beklerken ümitle, birde ne görelim avuçlarımızda.
Atila Yalçınkaya
Bu şiir leylin bir esintisidir,
Nasıl geldiyse öyle yazıldı,
Elimde ne terazi nede ölçecek alet
Eyer candan okur isen
bizede bir dua et.
Kayıt Tarihi : 27.8.2011 23:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir leylin bir esintisidir, Nasıl geldiyse öyle yazıldı, Elimde ne terazi nede ölçecek alet Eyer candan okur isen bizede bir dua et. Atila Yalçınkaya
TÜM YORUMLAR (1)