Aşk Da Zaten “Normallik” Değil! Şiiri - ...

Atilla Birkiye
155

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

“Anıları, dostluğu, bağlılık denilen duyguyu bir çeyiz gibi sandıkta saklamak da güzeldir. Ama en çok aşkı korumak gerekir Afife. Korunmayan aşk bozuluyor, çürüyor ve çabucak yok oluyor. Ardında kötü kokular ve çirkin görüntüler bırakarak...”
Romain Gary, Afife Pirî’ye bunları söylemektedir, ondan ayrılmak üzereyken. Aralarındaki büyük aşktır ve çok “sevdiği” için Afife’den ayrılacaktır. Gerçi “vuslat” yeni olmuştur ama... Böylece aşk sonsuza kadar yaşayacaktır. Nitekim birkaç sayfa sonra gerçekleşen fizikî “ayrılık”ın ardından Afife’nin de zihinden şunlar geçer:
“Hiç bitmeyecek bir aşka sahip tek kadın oluşumu düşündüm. Sevinç ve hüznün hızla yer değiştirerek büyüyüşünü izledim yüreğimde. Ertesi gün yazacaklarımı, çizeceklerimi, okuyacaklarımı ve seveceklerimi düşündüm. Daha ertesi gün, ertesi gün ve ertesi gün...”
Romain Gary ile Afife Pirî, Buket Uzuner’in Balık İzlerinin Sesi adlı romanının “başkişi”leri. Romanın başında, yirmi bir yaşındaki Afife ile olgunluk çağının sularında yüzen Romain arasında ilk karşılaştıklarında hafiften bir “elektriklenme”olmuş, sonra bu duygu akışı hızla genişleyerek büyümüştür. Göle atılan bir taş gibi!

Bir Çeşit Yeni-Ütopya
Balık İzlerinin Sesi1992’de yayınlandı ve yazarın ikinci romanı. İronik, mizahî, “hınzır” ve zekice kaleme alınmış ve bir anlamda da bir yeni-ütopya. Öncelikle, kısaca da olsa normal/normallik’ten söz etmek gerekir. Romanda bir metafor olarak kullanılıyor. Zaten yazarın kendisi de o zamanki çeşitli söyleşilerde bunu belirtiyor. Roman kişileri normal olmayan “seçkin”lerdir. Aralarında insanlık tarihinin dehaları, ya kendileri ya da torunları, yeğenleri, uzak akrabaları olarak vardır. Kurmaca olduğuna göre, romanın kendi öyküsü içinde bunları bir soy sürdürücü olarak değil, işaret edilenin kendisi olarak da pekâlâ düşünebiliriz.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta