ne giysen yakışır dediğinde düşünmemiştim ayrılığı...
gittin işte şimdi! üzerime geçirip ayrılığın elbisesini terk ettin beni.yoksun şimdi yüreğim çırılçıplak kaldı sokak ortasında!
yüreğimi ayaza çalan soğuklarda bıraktın....
şimdilerde fark ediyorum yüreğimin hala ısınmadığını gideli ne kadar uzun oldu oysa kaç bahar geçti gidişinin ardından kaç yaz saymadım ısınamadım..
Anlatmak istediğim bir şeyler var içimde.
Dilimin ucunda,
Kalbimin derinliklerinde,
Aklımın bir köşesinde.
Anlatılacak birşeyler var bende.
Senin kalbinde,
Ben Sadece Seni Sevmesini Bilirim. Birde Özlemeyi
Sıcaklığını haykırmalısın yüreğinin.
Gözbebeklerinde okumalıyım dudaklarında değil,
Öyle haykırmalısın ki seni seviyorum diye.
zarı patlamalı yüreğimin
Köprü üstünde durmuş,
Bana sanki poz veriyor.
Çakmak çakmak gözler,
Yanakları dogal al.
Bir içim su adeta,
Ayagında yeşil çizmeler.
Yüzlerce mektup yazdım sana sevgili. Binlerce satır döktüm ayaklarının altına. Her bir sözcüğünde derdim sana olan sevgimi; her bir satırında kümeledim sana hasretimi... Yüreğimin en kuytusunda sakladım her birini, hatıraların kollarında. Bilmedin, duymadın, görmedin.
Ay karanlık bu gece. Soluğu kesilmiş yıldızların, nefesi yok bulutların. Tüm dünya durmuş, zaman durmuş. Tüm ağaçlar kulak vermiş sevgime. Sokaklar beni dinliyor sessizlikte... Sensizlikte...
Mısralarım daldı yine hayallere, bir mektup düştü yüreğime.
Özledim dedi kalemim, yazdı ellerim.
Bos ellerime aldım yüreğimi
Yağmurlu bir geceydi
Evinizin sokaklarını adımladım
Kalın perdeli pencerelerde
Bir ceylan ürkekliğiyle
Gözlerim seni aradı
Bana bir masal anlat hep mutlu sonlarla biten.
Bana bir masal anlat,inandır beni mutlu sonlara;
Bana bir masal anlat içinde sen olan…
Anlat,seni dinliyorum.öyle bir masal anlat ki,içinde hiç yalnızlık taşımasın…bana kavuşmaları anlat.hasretin utançlığını.ayrılığın yok oluşunu anlat.Ama bana ayrılıklardan bahsetme,yok oluşlardan,çabuk bitişlerden…Anlat içinden geldiği gibi.
Elbet döner devran, elbet. Ve bu hasret biter. Bu uzun yollar kısalır. Uzanan eller dokunur birbirine. Elbet kuruyan dudaklar nemlenir. Aşk çiçeklenir pencerimizde. Menekşe tadında bir sabaha uyanılır. Neden bilimiyorum tüm hayallerim de sabah var, seninle uyanılan sabahların hayalleri bunlar. Belki öyle bir sabahta nazikçe, yavaşça ölebilirim. Bu dünyadan gideceksem böyle bir sabahta gitmeyelim. Aşık olduğum kadının yanında onun kokusuyla uyandığım bir sabahta ölmeliyim nazikçe, yavaşça...
Şimdi ben ne anlatsam, ne söylesem boş. Yalnızım yalnız... Uzak çok uzağız... Yine de aşığız... Aşığız iliklerimize kadar be gülüm. Söylesene öyle yada böyle, uzak yada yakın, aşka, bu kalp çarpıntısına değmez mi yine de. Kurulan hayallerin gerçek olma yüzdesinin uyandırdığı heycan sellerine değmez mi? Değer be gülüm. Bu aşk ikimize de çok güzel yakıştı be gülüm! Gözünün mavisine, elinin inceliğine, omuzlarının iklimine, vücudunun buğulu deltasına çok yakıştı bu aşk... Sabaha karşı düşen bir çiğ tanesi gibi gözyaşlarıma yakıştı bu aşk. İmkansızlığa yakıştı, kimsesiz yalnızlıklarımıza, acılarımıza, bunaldığımız anlara, telefondaki sesimize, gülüşlerimize çok yakıştı bu aşk. Şimdi dinle sevgilim sana aşkın son baskı tarifini yapıcam:
Aşk insana en çok yakışandır be gülüm! 1999şampiyon..ASİMAVİKEMAL
Deniz ve kumsal sevişiyorlar karşımda
Ay dolunay şimdi...
Nasıl da tutkuyla sarılıyorlar birbirlerine
Zaman ömrümün en büyük haini
Bir sır gibi akıyor avuçlarımdan
Sen bilmem hangi iklimlerin çiçeği
Kim bilir hangi güneşe sevdalı
Açıyorsun bulutsuz gülüşlere
Gözlerinde okyanusun en güzel mavisi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!