Dünya da bazı dostluklar da çok yordu son yıllarda.. Sabır en büyük nimet. Kabahat benim! Demek yanlış bakmışız gülen yüze, söylenen tatlı söze inanmışız. Sınanmışız Rabbim'den.. Yaşadığımız bunca iyiye güzele, yine de şükür ahvalimize.. Hem sorana hem sormayana, iyi ve kötü diyene.
Bizden mi?
Yerden göğe, hatta Arşa kadar eyvallah gerçek aşk'a...
Ve........
Şiirleşir aşk, sevenin kaleminde..
Eyyyyy
Şiirimin şırası şair!
Şimdi beni iyi dinle herif
Öcümü alacağım bu hayattan bilesin istedim.
Yandığım kadar, yakacağım sensiz geçen geceleri
Bahtımla peşin ödedim çünkü bedelini
Gıkını çıkartma sakın
Hırpalayacağım adı geçen sensizliği
Tek başına evlenince cahilliğim
Kendi kendine ne yap sındı aklım
Bir sürü şeyi aşacak sandım
Oysa ki yandım Allah yandım
Ne dengim ne de ahengimdi kısmetim
Anneliğimdi sadece yüzüme gülen
Kader midir
Nedir
Bilinmez
Cehennemden azap çaldım
Sebebini sorarsan şayet
Yasak aşk'la suçlandım
İşte sırf bu yüzden
Vebali?
Tabi ki sevaplarımın boynuna
Bak düşen düşlerimize
Geliyor çığ gibi üzerimize
Haram tenden utanmış masumca can çekiyor.
Ama
Sen süzülürken içimden
Nasıl da renk veriyor
Kısrakların azgın kişnemelerine karışıyor çılgınca arzularım
Susturduğum çığlıkları duyuyor musun?
Anılarıma bakıyorum da yarınlarıma varmadan
Seninle yaşadığım her şeye bağlı kalmışım ardından
Sensizliğin açtığı yaralara söylenip
Sonra da kahkahalar atıyorum sitemkar
Sen söyle!
Hangi aşk yumuşatır ki bizi?
Duaların ve inanmanın şifa olduğunu
Şükür melekleriyle avuç açtığımı
Umut ektiğimi yüreğime
Bilmez misin be adam
Aşk hali işte bu
Bir gece vakti en delice çıkıp gelsen diyorum aniden
Bedenimdeki yaşlı acılara söz geçiremiyorum artık
Bende istemez miyim sanıyorsun be adam
Diyorum ki sana
Birlikte uyutsak
Birlikte büyütsek şu aşkımızı
Bakire akşamlarda para etmiyor
Ruhum daralıp paralanıyor
Varsam şefkatli kanatlarına
Ne olur?
Sarmaz mısın delice be adam?
İçimde kalan son güneş ışıltısıyla yol alacağım
Bir kuş yuvası arayacağım hemen
Neden diye sorma!
Yumurtalarımız için!
Çok yorgunum
Son kez uçmak ve konmak istiyorum!
Doğurmak istiyorum!
Şu Kafdağı masalına
Yüzündeki bal beneklere sığamıyorum
Kalbinin duvarından kanıyor göz yaşlarım
Sakın bitme!
Sarhoşluğumsun benim
Kadehinim senin
Doldursana bana.
İstiyorum ki hayatımdaki her şey sen ol
Yada beni seninle delirt
Yoksa!
Aklım sende nasıl yaşarım be adam?
Zaman mı?
Arta kalan mı?
Yirmi Altı Ekim İki Bin Altı Dünya Yılı
Sabiha Rana
Sabiha RanaKayıt Tarihi : 26.10.2006 07:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikaye mi? Hikaye Değil Efendim Nazire Yani Nazireci Başına Nazire :) Saygıdeğer Dost Muammer Çelik Beyefendinin Değerli Eseri Olan '' Gizemli Duyguların Gizli Sahibesi '' Adlı Çok Başarılı Şiirine Haddim Değil Tabi Ama İşte Ondan :) BirDeli'ye BirDeli'Çingeneden (! Demez miyim Sana? Sen Deli Görmemişsin Sevgili Muammer :) '' Melekler Yüreğinden Öpsün Akıllı Delicim'' Sevgim Saygım Arşa Kadar Efendim. Sabiha Rana
Dünya da bazı dostluklar da çok yordu son yıllarda.. Sabır en büyük nimet. Kabahat benim! Demek yanlış bakmışız gülen yüze, söylenen tatlı söze inanmışız. Sınanmışız Rabbim'den.. Yaşadığımız bunca iyiye güzele, yine de şükür ahvalimize.. Hem sorana hem sormayana, iyi ve kötü diyene.
Bizden mi?
Yerden göğe, hatta Arşa kadar eyvallah gerçek aşk'a...
Ve........
Şiirleşir aşk, sevenin kaleminde..
Eyyyyy
Şiirimin şırası şair!
Şimdi beni iyi dinle herif
Öcümü alacağım bu hayattan bilesin istedim.
Yandığım kadar, yakacağım sensiz geçen geceleri
Bahtımla peşin ödedim çünkü bedelini
Gıkını çıkartma sakın
Hırpalayacağım adı geçen sensizliği
Tek başına evlenince cahilliğim
Kendi kendine ne yap sındı aklım
Bir sürü şeyi aşacak sandım
Oysa ki yandım Allah yandım
Ne dengim ne de ahengimdi kısmetim
Anneliğimdi sadece yüzüme gülen
Kader midir
Nedir
Bilinmez
Cehennemden azap çaldım
Sebebini sorarsan şayet
Yasak aşk'la suçlandım
İşte sırf bu yüzden
Vebali?
Tabi ki sevaplarımın boynuna
Bak düşen düşlerimize
Geliyor çığ gibi üzerimize
Haram tenden utanmış masumca can çekiyor.
Ama
Sen süzülürken içimden
Nasıl da renk veriyor
Kısrakların azgın kişnemelerine karışıyor çılgınca arzularım
Susturduğum çığlıkları duyuyor musun?
Anılarıma bakıyorum da yarınlarıma varmadan
Seninle yaşadığım her şeye bağlı kalmışım ardından
Sensizliğin açtığı yaralara söylenip
Sonra da kahkahalar atıyorum sitemkar
Sen söyle!
Hangi aşk yumuşatır ki bizi?
Duaların ve inanmanın şifa olduğunu
Şükür melekleriyle avuç açtığımı
Umut ektiğimi yüreğime
Bilmez misin be adam
Aşk hali işte bu
Bir gece vakti en delice çıkıp gelsen diyorum aniden
Bedenimdeki yaşlı acılara söz geçiremiyorum artık
Bende istemez miyim sanıyorsun be adam
Diyorum ki sana
Birlikte uyutsak
Birlikte büyütsek şu aşkımızı
Bakire akşamlarda para etmiyor
Ruhum daralıp paralanıyor
Varsam şefkatli kanatlarına
Ne olur?
Sarmaz mısın delice be adam?
İçimde kalan son güneş ışıltısıyla yol alacağım
Bir kuş yuvası arayacağım hemen
Neden diye sorma!
Yumurtalarımız için!
Çok yorgunum
Son kez uçmak ve konmak istiyorum!
Doğurmak istiyorum!
Şu Kafdağı masalına
Yüzündeki bal beneklere sığamıyorum
Kalbinin duvarından kanıyor göz yaşlarım
Sakın bitme!
Sarhoşluğumsun benim
Kadehinim senin
Doldursana bana.
İstiyorum ki hayatımdaki her şey sen ol
Yada beni seninle delirt
Yoksa!
Aklım sende nasıl yaşarım be adam?
Zaman mı?
Arta kalan mı?
Yirmi Altı Ekim İki Bin Altı Dünya Yılı
Sabiha Rana
bu şiirden sonra başkacada şiir okumayacağım....
HARİKAydı...tampuan...+...antj...tşk.ler...
Bahtımla peşin ödedim çünkü bedelini
yüregine saglık ... cok güzel yaa :) ,tebrikler....
'Bir deli' 'ye 'Sen deli görmemişsin' diye yüreğine yürek katarak paylaşılan delicelik:
'Şiirinin şirâsı' bir deli herif belli ki feci çarpmış...
Ama, Sizin öcünüz; ne diye hayata?
O her neyse; 'bahtınızla peşin ödenen bedel' mi bu öfkenin sebebi?
Bu eserinizi, birkaç gün olmuştu okuyalı... Düşünceme hükmetti; esâsen benim de gıyâbî Gönül Dostum olduğunu hissettiğim *Bir Deli* mahlasıyla yazan Muammer Çelik'i evvelki senelerde bazen bana da düştüğü yorumlarıyla tanımış ve bir kaç eserini de görmüş, yorumlamaya çalışmıştım... Fakat bu seferki beni, sizde hasıl ettiği tesiriyle ilham ettiği nazirenizin üzerimdeki tesirinin derecesini ölçünce aslını merak edip, anında, size yorum yazmaya da kalmadan o ilham veren eseri okudum; ilhamınızın hakkını vermişsiniz...
Ben dahi, O'na, sizden aldığım ilhamı ondan da aldığım ilhamla birleştirerek gücüm yettiğince şu yorumu düşmüştüm, buraya da geçeyim dedm:
***Efendim; deli ki ne deli...
Evet; Muammer Çelik, dost, kadîm dost! Beni bu Site'de ilk ziyaret edenlerdensiniz...
Bir not defteri gibi hatıra kabilinden sahiplendiğim bu üye sahifemi ara sıra açıp, şiir yazıyorsam da, bu günkü şehir hayatının apartman sakinlerindeki komşuluk gibi bulduğum bu Antoloji.com üyeliğinde de yan yana birbirine hiç uğramadan geçme tâbiât ve îtiyâtında her nasılsa buluşmanın da vâki olduğu bir tevâfukî hal gördüm... Ama tabiî, bu bana uyan tarifteki hâl dışında, sizin gibi herkesle haşir, neşir sıcak kanlı geniş ilişkiler kuran, canlılıklar, güzellikler yaşayayanlar ne güzel; ara sıra bize de canlılık getiriyor...
Pek ziyaret edilme teşebüsüm olmadığı gibi, ziyaret etme aktivitem de pek yok, ama, sizin gibi bir çok gönül dostum var adres defterimde... Bâzen adres defterimden, bâzen de böyle tevâfukî dikkatimi celbeden bir yönelişle ziyaret şansım oluyor...
Bu seferki, müşterek bir gönül dostumuz, sevgili, şaire, muharrire, radyocu, gazeteci, çok yönlü sanatkâr Sabiha Rana Hanımefendi 'sizden yakaladığım tabirle bir 'çengi delisi''nin benzer şekilde âdetâ deliliğini deşifre eden 26 Ekim tarihli eserine nasılsa bu gün girdiğimde o 'delice iç döküşü' yok mu? Sanki, bu; hislerimin dumura uğradığını sandığım çağımda, belki, beni de bu sizdeki 'delice' hislerin peşine takacak alâkaya sevk etti, ona yorum yazmadan, o şiirin hikâyesinde ilhâmına vesile olarak temas ettiği sizin eserinizin adına takılıp, sizin adınızın da gönlümdeki tedâisiyle buraya uğramş oldum...
Hissiyâtınızın ufku benim ufkumun ötelerinde, ama enginliği insanın gönlünü sarıp, sanat kabiliyetinin seviyesiyle, hayranlığını celbediyor...
Mısra mısra yorumuna giremem ama, derinliğine ve enginliğine çok boyutlu ve bir nebze de fırî cihetiyle lâhutî buutlu bir his ve ifede ihtişâmı; kutluyorum ve o genç gönlü, yüreği selâmlıyorum... Aklınıza mukayyet olun!... Aklınızla, zevkinizle, râbıtanızla Allah'a emanet olun efendim... Selâm ve muhabbetlerimle...***
Lâkin ne var ki, sizdeki tefsir, tasavvur ve hayal boyutunun enginliğinde kayboldum; içinden çıkamadım... Yorum yazmaya yarayacak biraz gücüm de var olsa şayet, o da ihtiyârımdan çıkıyor; eserleriniz, ancak, tefekküre salıyor beni; ya da üzerinde düşünmeğe...
Meselâ şu hususları da düşünmeden geçemedim:
'Haksız yere suçlanmak' *Cehennem'den azap çaldırtacak* kadar olur, bazan, insanın ömründe...
Ama:
'Sevâbların boynuna vebâl yükletecek' kadar; sevâpların ne günâhı olabilir ki?
*Kalbin duvarından gözyaşların kanaması* ne müthiş bir teşbih!
*Sarhoşluğumsun benim
Kadehinim senin
Doldursana bana*
İfadelerindeki 'hâl''le, 'kal'le iç içelik ve hasbîlik; bizâtihi adetâ tasvirin canlılığında gözle görülecekmiş gibi yaşanırlık hissi tesiri insanı sükût edip müşâhade ve adetâ seyre sevkediyor...
Ve bir de:
'Ya da beni seninle delirt* ifadesindeki *kendileşme* ne müthiş bir 'kuvveden fiile varış''ın resmi!
Destur dedik efendim... Kalemimiz elimzde kaldı, sizi sizden kaydetmekle hissiyâtımızı ifade edelim dedik Saygı ve sevgi değer rânâ Sabiş Hanımefendi kardeşimiz; ehemmiyet taşıyan varlığınızın, hayatiyet fışkıran gençliğinizin ve dopdolu şuur ve kültür hazinenizin mürüvvetini görün efendim; selâm, sevgi ve saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (10)