Bire alır, beşe satar; doymazdı,
Aç gözlü biriydi Bakkal Murtaza.
Gönül incitmeden asla caymazdı,
Tok sözlü biriydi Bakkal Murtaza.
Lafı laf üstüne dizer yığardı,
Ahu gözlüm tut elimden
Vazgeçmeden emelimden
Aşkın beni temelimden
Yıkmadan gel, yakmadan gel
Derde salmadan başımı
Bin dokuz yüz otuz sekiz, on kasım,
Mevsim sonbaharda yıl yaslı kaldı.
Atamızın yaşadığı son kasım,
O hüzünlü sabah el yaslı kaldı.
Dalgası şaşkın deryanın
Kıyına faydası olmaz
Nefsine düşkün insanın
Huyuna faydası olmaz
Direği çürükse damın
Mutlu haber dört köşeye,
Erişir, bugün bayramdır.
Hasret olan birbiriyle,
Görüşür, bugün bayramdır.
Gurbet ellerde kalanlar,
Sekiz asır önce gelmesi ile,
Değiştirdi bu hayatı Mevlâna.
İlim kervanını sürdü menzile,
Sevgi yaptı meşakkatı Mevlâna.
Doğudan batıya bir yıldız aktı,
Daha başka ne ararım,
Bulduğum dost yeter bana.
Bilinsin kârım-zararım,
Bulduğum dost yeter bana.
Gelmedik mekân tutmağa,
Vay haline oy haline,
Kara sevda çekenlerin,
Ezrail çıkar yoluna,
Kara sevda çekenlerin,
Aşka boyun bükenlerin.
Benim sevip sevmediğim,
İyi çirkin, kötü güzel.
Dost deyip güvenmediğim,
İyi çirkin, kötü güzel.
Birisi Sarayda cani,
Yeni köye imam oldum Yenice belamı buldum
Kabak yemeye mi geldim Olur mu ya Resûlullah
Akşam kabak, sabah kabak Bana olan şu işe bak
Otuz günde doksan tabak Yenir mi ya Resûlullah
Bizim tokatımız
Sevgidir
Lütfen bu sevgiyi
Hor kullanmasın
Bizans'ın çocukları
Onlar ki
Bizden önce buralardaydılar
Biz onları seviyoruz
Onlar da artık anlasınlar.