Perdeleniyor gözlerdeki son oyun
Karalanmış kağıt üzerine
Ve sularla yazılıyor
Ekinlerin hasat sonrası topraktan ayrılışı
Titrek bir gülüşün korkusunda saklıydı
Terkedilecek mevsimin sancısı
Meyve bekleyecek ölü doğmuş çocuklar
Solgun yüzlere ektiği fidanda
Bir yıldız kayardı geceleyin
Sızmış şehir üstüne
Ne şehir ne yıldız kabullenirdi
Baltasıyla gezen tek kaşlı adamı
Şafak vakti gündüz geceyle küserdi
Güneş ayı döverdi bir bardak denizde
Başsız horoz yırtınırdı
Bir akrebin kuyruğunda
Matem estirirdi rüzgar yenilgi tatmamış cellada
Firdevs çiçeklerinden kan akardı
Toprak el açardı göğe
Tel örgüler çekilirdi bileklerine
Mezarlar yırtılırdı tek tek
İçinden bir avuç gözyaşı çıkardi
Hıçkırıklar öperdi göğsünden yağmur balığını
Dudağında pulları kalırdı yüreğinin
Kambur adam boş beşik sallardı
Yaldızlı lamba altında
Şehir sallanırdı yüreğinde
Dil susar gözler konuşurdu
Çimlenmiş dudaklarda
Sözler susar kalp konuşurdu
Kurumuş vücutlarda
Surlar yıkılırdı bir bir
Savrulan pamuk tarlasında
Ey alevin ucundaki meşale
Çiğ tanesindeki ab-ı hayat
Közdeki buhar buluttaki kül
Savaştan kaçan amazon
Bilev taşındaki kan
Bu sessiz yok oluşun niye?
Kalemler niye yazmıyor melodini?
Neden kızarıyor yaprakların?
Zafer şarkısı söylüyor mezarlar
Işıklar bir bir sönüyor yüzünde
Köleler ayrılıyorlar siyah vatandan
Kuşlar yazıyor esaretini gökyüzüne
Sen suskunsun sen yaralı şakak...
Paslı çiviler batmış ayaklarına
Kolların çarmıhta gerili
Yeryüzü seni soluyor
Ve kaçıyor senden kefen dolusu kesik baş
Öpüyor ayaklarını prangalar
Perdelenmiş gözlerindeki ışıltı
Katarlar yola çıktı yüreğinden
Senin kanadın kırık
Sen fersiz göz, kanlı bıçak
Yırt matemli sayfalari
Sen sudan berrak
Kayıt Tarihi : 30.10.2004 22:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şair...
TÜM YORUMLAR (3)