Hoyrat günlerin terkisinde mevsimler geçti, eskidi günlüğümüzde düşler
Çözülmedi düğmeleri aşkın, yorgun bir şafakta eskidi resimlerde sevgiler
Senli bekleyişlerin sahilindeyim, dudağımda hüzzam ezgili mor türküler
Asi bir rüzgâr ıslığıydın sen, dökülsün sevda testisinden sunduğun meyler
Yüreğimin delirmiş dalgalarına uzanınca ellerin, gövdemin yangınlarla şahlanan katmanına sarıl ve gönlümün hicaz ovalarında aşkın kelepçelerini açınca bak gözlerime. Firari yaşanmamışlıkların urbalarını sıyırayım teninden, ruhunun gelgitli düğmelerini çözeyim dilimle ve er şafaklarda yine sana, hep sana uyanmak için ömrünün çığlıklarıyla restleşeyim,
Yüreğimin kasırga mevsimlerinden gelip geçen asi bir rüzgâr ıslığıydın sen, umarsız hallerimin penceresinden beni gözleyen. O fırtınalar kalburüstü bir zaman meyhanesinde bir kadeh şarapla değiş tokuş edildi, eşkıya yanımızı birbirimizden habersiz günlere yükledik ve o günlerin üzerinden aylar yıllar geçti. O yorgun sarmalda, o düş vanalarını sonuna kadar açmada ve o telaşlı sarılışların sahillerinde uzandık bir iniltinin bağrına. Soluksuz bir delirmişliğin kıyımlarında çırılçıplak kaldık ve er sabahlara ter içinde uyandık.
Neredesin, kiminlesin, ne haldesin ve ne nasılsın diye soramamak sana, sarılamamak bir aşk gibi varlığına ve saplanmak duvardaki taşlaşmış bakışıma. Senden kalan tek şey unutuluştu. O kendimizi aradığımız ve asla bulamadığımız aynaların aşk taramalarında en çok kendi varsıllığımızı ararız, gövdemizin hicazına kuşların kanatları değince. En umulmadık merhabaların med-cezirleri sarsar gövdemizi, bahar yelleriyle içimizin gölgelikleri serinleyince.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
yüreğine sağlık dost kalem
Yanık tenli bir gecenin içinde şiirle oynaşır ses, ihaneti anlatır söz ve kıymıklarla işler içimize, bir bütünleşmeyle anlatıya dönüşürken nefes. Bir muamma sarayıdır içimizin çıkmazlarındaki o karanlık oda. Karanlık kendine ışık aramaz ve hiç bir düşün mahpusluğu sonsuza dek sürmez. Umarsız düşünüşlerimizin nemli rahlesine güneş damladıkça sığ bir düşünüşle aralarız göçebe ruhumuzun perdelerini. Rüzgâr ne yandan eserse gözlerimiz o tarafa bakar ve bunun için gözyaşlarımız her mevsim için için aşka damlar.
Saygılar değerli şaire, kutlarım...
kalem hiç susmasın.
kutlarım
namık cem
harika bir siirdi...akici ve anlam bütünlüklü.yüreginize saglik.tebrikler
harika bir siirdi...akici ve anlam bütünlüklü.yüreginize saglik.tebrikler
Yanık tenli bir gecenin içinde şiirle oynaşır ses, ihaneti anlatır söz ve kıymıklarla işler içimize, bir bütünleşmeyle anlatıya dönüşürken nefes. Bir muamma sarayıdır içimizin çıkmazlarındaki o karanlık oda. Karanlık kendine ışık aramaz ve hiç bir düşün mahpusluğu sonsuza dek sürmez. Umarsız düşünüşlerimizin nemli rahlesine güneş damladıkça sığ bir düşünüşle aralarız göçebe ruhumuzun perdelerini. Rüzgâr ne yandan eserse gözlerimiz o tarafa bakar ve bunun için gözyaşlarımız her mevsim için için aşka damlar.
*****
Mükemmeldi ve çok çok beğendim hüzünlenmiş bile olsam okurken..
Yüreğiniz vâr olsun şair'im;
Engin yüreğinize sevgim yüklü saygılarla derlediğim Şakayık çiçeklerim.
+10
kendimi güzelim çalışmanın içinde buluverdim biranda
gönülden kutlarım gönlünüzü dost yürek...
muhabbetle...
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta