Evet, evet asarım derken, yanlış anlaşılmasın, ben cellat mıyım, hanımın yıkadığı çamaşırlardan bahsediyorum canım. Hayat müşterek madem, ara sırada çamaşırları asarken tatlımız kıymetlimiz hatunumuza yardım etmek boynumuzun borcu, boynumuzun borcu, kredi borcuna benzemez, ödemek lazım o borcu...
Önce çamaşırlar, çamaşır makinesinden itina ile çıkartılacak. Bu arada hanıma saçma sapan bir espri yapılacak. O da şöyle ki ’’Geçenlerde katıldığım çamaşır makinesinden çamaşırları çıkartma Balkan Şampiyonasında altın madalyayı yine ben götürdüm.’’ Tabi hanım buna gülmeyecek ya da yarım ağızla bir tebessüm bırakacak ortaya zoraki... Maksat Kocası ki bendeniz oluyorum, üzülmesin...
Ne var yani, biz de onun gibi karnıyarık, kuru fasulye, kabak kızartması ya da aşure yapamıyorsak, çamaşırda mı asamayacağız? Çamaşır Asma Teknikleri adlı kitabın dört cildini de defalarca okudum hatim ettim neredeyse, artık hata yapmam billahi... Nedir canım at ilen deve mi, çamaşır asmak?
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta