Rüyamda o sokakta kollarını açmış beni bekliyordun.
Gözlerin yine gülüyordu nasıl da masum,
Her yer çiğ taneleriyle dolu ışıltın gibi.
Güneş var ama ısıtmıyor içimi,
Sözlerin gerek bana en sıcacık yarınlara.
Bir de saçlarımı okşasan bir bebek gibi,
Gözlerimde küçük yıldızlar dans ediyorsa,
Saçlarımın her teli neşeyle uçuyorsa,
Ellerim bu kadar heyecanlanıyorsa sana,
Kalbim kelebek oluyorsa her arayışında
Ve seni özlemek tenimi öylesine yakıyorsa,
Bu güzelliğin sahibisin.
Issız gözlerimde derin mavi hüzün damlaları,
Ellerimde kaybolan sıcak umutlar,
Varlığından ayrılan yokluğumla,
Şimdiden gördüğüm bu sessizliği kollarınla sararken;
Söyler misin bana?
Gidişin gerçek mi, yoksa serap gibi mi?
Bu aşkın sonu yok demişlerdi,
Haklılarmış.
Sana olan sevgim uçsuz bucaksız.
Hem derin mavi okyanuslar kadar berrak,
Hem de keşfedilmeyen dünyalar kadar safmış.
Gri akşamların derin kuytusundayken yine,
Sen girdin düşlerime.
Üzerinde ellerin gibi beyaz bir elbisen vardı.
Saçların yosun kokulu dalgalardandı.
Hiç uyanmak istememiştim yanağımı okşarken.
Oysa sabah olmuştu bile, gün karanlığını soyunurken.
Aynı şehrin yoksun çocuklarıyız biz.
Birbirimizi görmeden de yaşamla sürükleniriz.
Uykusuz gecelerin siyah özlemleriyiz.
Aynı şehrin farklı gezegenlerindeyiz biz.
Ayları kovalayıp asırlar zannederiz.
Bile bile aşkın en derinine ineriz.
Ne kadardır bekliyordum bilmiyorum,
Asırlar mıydı varlığınla silinen, o sesi özlemek mi?
Sokaklar puslu ve sessizdi o zamanlar,
Ağaçlar ıslaktı çiğ taneleriyle,
Ben seni bekliyordum.
Ufkumun kapılarını araladım sessizce,
Davet ettim güneşi ruhumun en karanlık köşesine,
Onarmasını diledim Tanrıdan tüm yaralarımı,
Umudun kollarına bıraktım uyandığım her ılık sabahı.
Yaşadığım ne varsa şimdi Anka kuşunun kanatlarında,
Bir de çektirdiklerin en grisinden hediyem sana.
Sigaran ve sen,
Öyle bir sarılırsınız ki bazen;
Hanginiz tutuklar beni hiç bilemem.
İçime sensin dolan, kollarımda duman;
Ne senin ondan haberin var, ne onun senden.
Deniz feneri gibi aydınlanırdı ruhum sen gelirken,
Cesurca dokunurdu gözlerin tenime,
Beyaz köpüklü dalgalardı kolların doyamadığım.
Kokuna defalarca sarılırdı kıyılarım.
Dermansız bir çığlıkken adın falezlerimde,
Sen Atlantis kadar kayıpsın derinliklerimde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!