çaresizliğim ertelenebilir hanımeli
yardım et
bu en berbat anında aşkın
bu artık kanser
yüzünde gözleri olmayan ölümün
önden görünüşüdür
Sürüp gidiyor hanidir
eski sevgililer bezedikçe saçlarını
yüzünün en dokunaklı büklümünde
seğiren kuşku
aşk yalpalayan
şimdiki zaman krallığında şaşkınım bir süredir
Bir koca yalı koptu geliyor şeytan dağında
Heybetli kaya dağ parçası
Katıp tozu dumana
Yere çaldı kara çamı sonra sekiverdi
Öyle bir indi ki sedirin böğrüne
Cız etti ormanın yüreği
Ilık kambriyen gecede
Ağzından yakalanmış aşk
Yalımı üstünde soludukça kenarından sızan şerbetin
Dil başkalaşır çırpınır yürek
Şaşkın bakışırlar bitiminde son sevişmenin
yoğurt ekmek çalmayan telefonum
bir de küs kedi -başkasının kedisi-
istesem de iyi geçinemem
içimi gizleyemiyorum ondan
kalb atışlarına bölmüş suskunluğumu
her biri ayrı kedi korkusu
Boğulup gittik çizmeyi bir türlü aşmayan
Derebeyi taşkınlığında
Utanıp coşmadık iten bakışlarında arkadaşların
Savaşsız yıllar gibi geçtik tarih kitaplarında
Alçakgönüllü anlarda izninizle şımardık
Tam zamanında iki yüzlü hep beraber dürüsttük
İnsanları gitse
Duvarları kalır evlerin
Yansıtan soğuran duvarlar
Tanıktır gülkurusu gençlik yılları
Evlerin belleği var
sevişmelerden arta kalan vücut parçası
piknik dönüşü pırtlamış göbeğin
bu kahramanca haykırışı sakatlıyor
tombul yanakların kırmızı
giderilmez bir etkisi var gülüşünün
çilekeş ve ahlaksız
Çalıştık
Kırpık umutları içi boş adamların
Değildi çabamız
Olsa olsa upuzun bir bahardı
Onca gayrete
mesai bitti akşam hafiften dayılanıyor
kaçılsın tezayaklar ağzına bile sürmemişler
ciddiyetle hep aynı macerayı
danışıklı bir şaşkınlıkla eğiren
eli sıkı memurlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!