Belediye misafirhanesinde
uyku peşindeyim
aklımda doktor osman
bir alkol bulutu karartmış cüce günlerini
mor elleri ellerimden tutan
senin kahkahan yok doktor osman
Patlamış mısır ağacında yiten kelebektir ilkyaz
Görünmez grafiğini çizer havaya
Çocukların kuş cıvıltısına ufalanır çığlıkları
Kumru dokuz defa öter
Uçan son kuştur akşam
Gençlik bir fıkra gerilimidir
Buluttan atlar koşar göğünde
O beyaz serinlik çağlamadan önceki
Uğultusuna canlar pervane
Vahşi bakışlarını gizleyen çocuk
Ruhsatsız sevişir sarılmış yanlışına
Yüzüme vurdu ışığın
Eşiğinde
Tunç soyundum ar dökündüm
Usdışı sarnıçların
Sen
Sustukça beliren şahdamarı
sürgünlerin işiydi
kentin heryerine macun gibi
sıvanmış halsizlik
akşamları zehirli pişmanlığı piç
haftalar boyunca
bütün perşembeler melezdi
Kayaçlarına sıkışmadan senin
Çözülmeden denizlerinde
Gürül gürülken hala
Ay oradayken
Oylumlarında gözyaşı ter salya
Sevişiyorlar mı
Siz firavunlara özür diletirken
Ben altıma kaçıracağım
Liseden bir arkadaşın torpiliyle geçtim sırattan
Kepazeliğe bak ki umutlanıyorum
Her şey bildik değişmiş sırası
Yapmadıysan
En güzel yüzümle dinlerdim seni
çileden çıkardın ben ağzına bakardım
ağzın kapanınca duman gibi büyürdü öfken
içinden gözlerin çıkardı bunu sevmezdim
güçlükle tazelerdim en güzel yüzümü
yanılsam bu şehri kaybederdim
bütün kıyılarını dolaş akdeniz in
bütün limanlarını unut
gemileri bulutu ve kuşları
unut
deniz dibini -ki bilinç altıdır göğün-
balıkçıları hiyeroglifi
öyle yiğit ki hançersiz gezmez
sırtında uyur yetimlerin
huzursuz uykusunu böldükçe mutlu
gariplere ekmeğini zehir eden iblisin
hele o koltuk altında efelenmesi yok mu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!