Şu mavi dağların uzaklarında
Bir akar suyun adıdır 'Fırat'
Ve sevdiğim çocuğun dudaklarında
Sevdiğim bir türkünün adı...
Türkünün tadına karışır
Söyliyen dudakların tadı.
Biz böyle bir gün için gelişmiş ikizleriz;
Boyundan öpme çürür, öpülecek bizleriz...
Tarihlere,destanlara yol bulabilsem
Hiç durmadan düşünmeden geri giderim...
Buna şaşma ki geçmişte yaşamayı ben,
Gelecekte yaşamaya tercih ederim.
Yanaklar öpmedesin, öptürüp yanaklarını;
Böyle geçsin bu günlerin varsın.
Sen ey çocuk! Öpülüp öpmenin ne olduğunu;
Dudaklarında dudaklar duyunca anlarsın!
Sen de bilirsin ki, iki kurşunla;
Bana kolay kolay gelmezdi ölüm.
İstedim ki sana 'kaatil' desinler:
Bunun'çin öldüm.
Senin ey gönül, siyah balıklarına
Yem atar yolcular, gelip, burdan
Ver derinden bakanların gözüne
Görünür bir beyaz balık, nurdan.
Varlığından şu güzel ülkeyi kurtarsak da;
Adımından kalan izler, lekedir toprakta!
Varsın biraz da yollar çeksin benim cefamı
Artık verin çocuklar, artık verin asamı!.
Bir başka kâinata, bir başka yurda yol var;
Siz örtünün garipler siz örtünün abamı!
Yorgun düşüp uzandım altında asumanın;
Gölgende buldum ey dal bir anne ihtimamı.
'Tanrı misafiriyiz.' deyip kondular Tanrı'm!
Benim evimi senin evin sandılar, Tanrı'm!
Doruk beyaz, dere mavi;
Etekler, yeşil çuhadan..
Dağlar, koskoca dünyayı
İkiye böler ortadan...
Ki nesi kalır dünyanın
Dağları çeksen aradan?
Her gün adını söyleyip,
“Nerde?” diyor köşe bucak.
Elini bekliyor lâmba;
Elini bekliyor ocak.
Özlemiş yüzünü ayna;
Özlemiş saçını tarak.
Birgün ne güzeldin tel tel,
Ne güzeldin duvak duvak!
Sonra taddın, berekettin
Göğüs göğüs, dudak dudak.
Bir bulun ...
Arif Nihat Asya’nın Kucak şiirini de ekler misiniz?
Eşine olan özlemini zarif bir dil ile anlatıyor. Şiir bir bayrak rüzgar bekliyor kitabında 111. Sayfasında
Kucak - Arif Nihat Asya
Her gün adını söyleyip,
“Nerde?” diyor köşe bucak.
Elini bekliyor lâmba;
Elini bekliy ...
Amazing