Annem...! Bir Gülüşüne Güneşi Kurban Ederim

Tahsin Özmen
34

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Annem...! Bir Gülüşüne Güneşi Kurban Ederim

ey ölüm…!
sendin bildim…
öptüğüm

ey ölüm…!
sendin bildim…
boğazımdaki kördüğüm

ah ölüm…!
su dinginliğinde akıp giderken hayat
ana kokulu yerinden kırıldı yürek…yaprağı tutuştu gülün
kanat çırpıp uçamadı kınalı güvercin…
gül yanığı yüreği sıkıştı…toprağa düştü bugün
.
Annem…!
her hatamı bağışlayanım, saçlarımı okşayanım
canımın yarısı,
göğümün güneşi…ömrümün sımsıcak umudu
hüzün yüklü gün görmemiş gözlerini…ebediyete yumdu bugün

Annem…!
ne zaman üşüsem…
ipek şal gibi sımsıcak sarıp-sarmalardı
ne zaman umutsuzluğa düşsem…
bahar coşkusu gibi bitiveren…
dört mevsim yediveren mor çiçekli bir daldı
.
Annem…!
kirpikleri yağmur, gözleri deniz, saçları orman
sesi gönlüme gıda, her kelâmı dua, nefesi derdime derman
dağlarca seven…rengârenk masum düşleri olan…
kar beyazı mukaddes bir gül-dü
şimdi…yakama iliştirdiğim…
siyah-beyaz bir fotoğraftan bakıyor ufka asmış gözlerini
sararmış yaprak gibi düştü toprağın kucağına…öldü

Annem…!
nefesinde şifa bulduğum
ıhlamur kokulu şelâle saçlarından yıldız derip…
karanlıklarımda ışığına tutunduğum
ay yüzlüm, mabedim
senin bir gülüşüne güneşi kurban ederim

Annem…!
o ferahfeza gözlerindeki ışıl ışıl nur sönmüş
gülüşünü yitirmiş o doyumsuz suz-i dilara yüzün…
segâh-ı ağır semai’ye dönmüş
kelebek kanadı ellerin sanki buz saçağı sarkıt...
mübarek zemzemle kutsasam da
yıllarca avuçlarımda saklasam da çözülmez…kaskatı donmuş

Annem…!
hiçbir yokluk seninkiyle boy ölçüşemiyor
daha şimdiden ne çok yoksun…
bir bilsen…ne çok yoksun sen
.
bir beton sancı yükselir kan gülleri açan göğsümden
şefkat yumağı kucağın nerde...? yatak yorgan diken
sanki uykuyu söktüler gözümden
artık her gecem…uykusuzluksun sen
.
merhem olmuyor ağıtlar…
sensiz her yanım sis, her yanım pus…sanki cehennem
yıkık-dökük tarumar...çöle döndü gönül çilehanem
ne büyük susuzluksun sen

Annem…!
karnını yurt bildiğim…memesinde rızk bulduğum
ben şimdi kime acıkacağım…kime susayacağım
yamacında mutlu olduğum…şimdi kime sığınacağım
kime öptüreceğim yaralarımı…nerede şifa arayacağım
.
ne sütün kadar beyaz kefenine sarılmalarım
ne alnına kondurduğum veda buselerim
ne de mübarek ayaklarınla bastığın yerlere yüz sürmelerim
içimdeki feryadı dindirmeye... hasret yangınını söndürmeye yetmedi
artık ellerin kokan saçlarımı yıllarca kestiremem
zira hayalinle avunurum sandım
şu cihandaki hiçbir koku... senin kokun gibi beni bahtiyar etmedi

Annem…!
bir bilsen…
yerine hiç kimseyi koyamadığımı…çıkıp geleceksin
açıversen o hüzzam bakışlı gözlerini…;
sanki güneşi içtiğimi…
kezzap kuyusuna düştüğümü…
Hiroşima gibi yanıp tutuştuğumu göreceksin

Annem…!
ses verirsen dualarıma…
giriverirsen rüyalarıma…
el vurursan kanayan yaralarıma
bir lahza…sana kavuştuğumu hissedip rahatlayacağım
bir kerecik “Gel” deyiverirsen…
pamuk şekeri bulmuş çocuklar gibi koşup…
o Firdevs-i Cennet kucağına atlayacağım

Annem…!
tek tesellim…
seni Yüce Yaradan’a teslemek
üşümeyeceksin artık…
güneşin kızıl göğsüne yaslamak
.
dilerim…bu şiiri Melekler sana okusun
mekânın Cennetül-Adn’da kurulsun
Efendilerimiz komşun…Allah’ın rahmeti, mağfireti üzerine olsun
ebedi istirahatgâhın nur ile dolsun
...
..
.
Annem…!
gül yüzlüm…melekler gibi derin derin uyuyorsun
ve hep uyuyacaksın bu öksüz yüreğin en müstesna yerinde
vuslata erene kadar…
yüzüme değen rüzgârlarda hep kokunu arayacağım
özlemlerimi yağmur bulutlarına sarıp…her gün çisil çisil yağacağım kabrine
buselik göz yaşları ve suzinak dualar göndereceğim…
sonsuz uykunda baş yastığına tüy olsun diye

Annem…!
“Cennetteki elçi-m…! ”, kutsalım
kimi yaraların kabuk bağlamadığını
ve ölümün taptaze bir başlangıç olduğunu bilsem de…
her dem…boyanmayı özleyeceğim o sıcacık sevginin rengine
-sayende gidip de dönmemeyi öğreneceğim-
zira hangi ateş sönmedi ki…hangi deli rüzgâr dinmedi ki…
sonunun ölüme varacağını bile bile

Annem…!
teri gül, teni gül Annem…!
gülleri de sardı matem...bütün güllerin kalbi kırık
hiçbir sözün teselli etme gücü yok...dile gelmiyor ebedi ayrılık
sen...anılar denizinde bir beyaz yunus…
bense anasız bir kuzuyum artık
.
gönül ister ki…
gülün, gülistanın olayım…mezarına çiçek diye eksinler beni
başucunda hep nöbet tutayım…mezar taşı diye diksinler beni
.
ne fayda ki…
zaman durdu…üfleyip söndürmüş olmalı ecel bana inat
kalbi atmıyor Dünya'nın...sensiz adeta lâl kesildi cümle hayat
teri gül, teni gül Annem…! nur içinde yat!
nur içinde yat!
nur içinde yat!

..
.
Annem…!

1997

Tahsin Özmen
Kayıt Tarihi : 29.12.2003 09:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yüksel Nimet Apel
    Yüksel Nimet Apel

    Selam,
    çok duygulandırdınız beni...

    Erkek evlatlar anneye daha mı düşkün oluyor ne.
    Kız çocukları da doğal olarak babalarına.

    Biz de küçük yaşta babasız kaldık en ihtiyacımızın olduğu bir dönemde de annemizi kaybettik.
    Nur içinde yatsınlar diyorum.

    Siz ne hayırlı bir evlatmışsınız maşallah.

    Şimdi bir melek olan annenize melekler bu şiiri mutlaka okurlar.
    Allah başka keder vermesin başınız sağ olsun.

    Yüce rab annenize rahmetini esirgemesin; size de sabırlar diliyorum.
    Günün şiiri sayfasındaki mükemmel şiirinizden dolayı kutluyorum baki selamlar.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Tahsin Özmen