Karşılıklı yüküm içinde üreten grupların yaptıkları takas süreci, grupları birbirine karşı yeniden ve yeniden üretime yükümlülüğü içine soktu. Böylesi bir yükümlülüğü ön gören üretim hareketi içinde köleci sistemin dediği gibi bir arz ve talep girişmesi nerede, nasıl yapacaktı? Unutmayın ki ne açlık ne savunma ne cinsellik arzda değildi, talep te değildi.
Üretim ilişkisinin de üretimin de üretimi yapan kişiler üzerinde bir karşılığı vardı. Bu karşılıklı bağıntı kendi somut süreçleri içinde kendi diyalektikti değişme ve dönüşmeleri içinde ittifakı süreçle birlikte kendisini belli bir tarihi aşamaya (köleci süreç gibi anlayışları uygulanır olma içine) getirdi.
Belli bir gelişmişlik aşaması özne olanı nesne gibi nesne olanı özne gibi göstermenin olanaklarını ortaya koyacaktı. Özne (akıl) neden, nesne (eylem) sonuç gibi söylenecekti. Üreten ilişki kolektif güçle birlikte kişileri üreten bir özne yapmıştı.
Böylece kişiler, kişi özneli kendi imajlarını bencil telakkiler içinde imajdan okumaya, imajdan yorumlamaya başlamıştılar. Kişi çıkarcı imaj okuması içinde bencilliğin istendiği gibi eğip, bükme düzenlenmesi yapılır oldu.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta