Anı... Şiiri - Ferhat Şahşehriyar

Ferhat Şahşehriyar
6

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Anı...

Elleri ceplerinde bir düşün hırpalanmış kalıntılarıyım… Düşsüzlüğümle acı yamıyorum üç harflik imlâma.
Hayata biraz daha mutlu soluk eklemek için masallara ihtiyacım olduğuna inanıp çocukluğumun masalsı kelimelerine vuruyorum kendimi. “Bir varmış bir yokmuş…”diyor tozlu beynimde biriken eski kitaplar. Doğruluğunu kavrıyorum çocukluk masalımın. Bir vardım bir yoktum… Bir inadına var olmayı seçmiştim bir de her şeye rağmen yok olmayı…
Dilim kurudu zaman… Kelimelerim çöl çatlağı. Harflerim kuraklığıma yıkılan yas tanecikleri. Seraplardan bozma bir hayalin kâbusundayım. Susuzluğuma ek ölümüme susuyorum. Kefenlenmiş yazılar saklıyorum ceplerimde. İsmini kefenlenmiş yazılarımı uğurladığım musallaya düşürüyorum. Hem de kefenlenemeyecek kadar paramparça olmuşken bende.

İlk önce “öz” düştü cebimden. Ve sonra “nur”… Seni kurtarmak için ölümlere sürdüm ömrümü. Sahibine yaşayan ceset hükmü kazandıran bir ben, seni kurtarmaya yetmedi. İsmin düştü musallaya. Keskin sözcüklerim yetmedi ismini oradan kazımaya.

Kefensiz, ölümsüz ölümlerin kollarındasın. Benim yaşamam için mi katlediyorsun ismini? Yapma, iki ceset bizi hayat yokuşlarından siler süpürür. İki ölü isim bizi mahlaslara gömdürür…

Susmanın en koyusunu denedim sana. Kelimelerimi içime büktüm. Sonra konuştum sayfalarca… Bitti dediğim anda düştü ismin paslanmış sesimin meskeni ağzıma…

Sonsuz acılarımı ezberimden geçirdim de düştün kalemime. Siluetlere dipnot düştüm çehreni. Hep bir muamma olman için, çalınmaman için, başka yüreklere başka dillere sığınmaman için kendimden bile sakladım seni.
Denklemler içine hapsettim seni! Bilinmez sayıların sonsuzluğunda bulunmazsın. Açıklanmadıkça hep bir gizsin…
Şimdi…
Kimse dokunmayacak adının kayıp anlamına. Kimse seni uzaklığıma yakılmış bir türkünün asi mısralarında aramayacak. Ben ölene dek yaşatacağım ismini. İsmini düşlerime bürüyüp göz bebeklerime süreceğim. Ömrümde, acımı en anlamlı kılan ismini sürgünlerde sıralayacağım!
Biliyorsun ki yazıldıkça yıkık hayallere eş bir ses oluyorsun. Her yarada acıyanın acıtan rolünü oynuyorsun. Oysa sen, bilinmekten uzak en mahfi düş… Oysa sen, sesinin yamaçlarına hüzün dolduran ve her harfiyle ömrümün mutluluklarını tüketen bir ölüş…
Tanımadık yüzlerin tanımadık satırlarına girme… Oralarda büyüme. Sen ki benim “en”lerimi doldurduğum uzun kelimelerimin tek faili… Başka kalemlerin boyunduruğuna gitme, solup kalırsın satırlarda.

İsmini her kalemime doladığımda dilimin en parlak kelimelerini üfledim sana. Sen bilmeden ne çok sen yazdım ne çok sen biledim hayatıma. Ne çok, senli ağlamalara vurdum gözlerimi. Kirpiklerimi kaç kez sen diye kapattım. Adını sayıkladım kâbusa dolanmış rüyalarımda. Adını düştüm siyaha dolanmış anılarıma. Fakat biz senle “an”lardan bile uzaktık.
Defalarca dilinmiş bir saatten bir salise bile düşmedi payımıza. Bizliklerden geçmedi cümlelerimiz. Ben hep adımı unutum satırlarda, sense sadece benim satırlarımda kaldın…
Bağlaçlarla bile bağlanamadık...
Günün aksi vurmuyor yüzüme. Mat bir renkle dolduruyorum heybemi. Yaralı sanrılarıma tuz basıyorum. İmleçlerle kaydırıyorum hayatımı. Manidarane birkaç sözcüğü beynimin esrarengiz yanlarında zabıtlara geçiriyorum. Yağız bir hüznün ellerinden tutuyorum sımsıkı, bırakmıyorum…

Yoklukların içinde var olmaya çalışan yorgun yüreğim, ismini içine hapsettiğim efsanene son noktayı koyamıyor. Bit(e) miyorsun…
Ötesi ne? Hadi dünü bildik, bugünü öğrendik, yarını tahmin ettik: ama ötesi ne? Ne zaman susulursun kalemimde? Daha kaç gün, kaç ay, kaç yıl katmalıyım acılarımın üstüne?

Ne gel demeye dilim varıyor ne de sana “sus”ları denemeye. Yazılmışlığınla yaşıyorsun satır dünyamın içinde.
Kara kalemimden satırlarıma dökülen bir yazısın. Satırlardan ötesi olmayan düşüm…
Hep öyle kalacaksın…
Ve ben yaşadıkça yazılacaksın…

Ferhat Şahşehriyar
Kayıt Tarihi : 13.9.2009 00:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ferhat Şahşehriyar