Anason tarlası…Her akşam oturduğum meyhanede ekip biçtiğim, buram buram kokan rakıydı aslında. Kiraz Halil de yıllarca anason ekip satmıştı Tekel’e. İyi paralar kazanmıştı. Ailesinin karnı doymuş, et ve muz bile yiyebilmişlerdi.
O yıl, Kurban Bayramı için bir kuzu satın alırlar. Üç beş ay beslerler. Bayram sabahı Kiraz Halil, oğlu Ragıp ile birlikte namaza gider. Namazdan sonra herkesle bayramlaşırlar. Sıra kurbanı kesmeye gelmiştir. Ragıp daha önceki yılarda olduğu gibi başını okşayarak son kez su verir kurbanlığa.
Babası Kiraz Halil ise kurbanlığın dört bacağının üçünü bir araya getirip bağlar ve duasını okuyarak boğazını keser. Sıra gelir derisini yüzmeye… Derinin daha kolay yüzülmesi için hava verip şişirmek gerekmektedir. Yaşlı olduğu için bu işi oğlu Ragıp’ın daha iyi yapabileceğini söyler. Fakat Ragıp’ın bir gün öncesinde arkadaşlarıyla çok miktarda rakı tükettiğinden haberi yoktur.
Ragıp hayvanın bacağından tuttuğu gibi bir güzel şişirir. Ve başlar elindeki sopayla vurmaya. Babası tamam deyinceye kadar bu şekilde devam eder.
Kiraz Halil küçük ama keskin bıçağı ile kurbanlığın derisini yüzmeye başlar. Fakat deriyi etinden ayırdıkça burnuna anason kokuları gelmektedir. Önce bu işe hiçbir anlam verememiştir. Çevreye atılmış veya kırılmış bir rakı şişesi var mı diye sağa sola bakınır,. Fakat göremez. Tövbe Estauzbillah çekip deriyi yüzme işine devam eder. Ama rakı kokusu artarak devam etmektedir. Bir ara kokunun hayvandan geldiğini hissederek, emin olmak için bir daha koklar. Evet rakı kokusu kurbanlıktan gelmektedir.
Sinirli hareketlerle hayvanın derisini yüzerken, kendi kendine konuşmaktadır. “Hay mübarek hayvan! .Şu işe bak! .. Nasıl da anason kokuyor. Anason tarlasına mı girdi acaba? Kekik yeseydi kekik kokacaktı demek ki... Bir süre deriyi yüzme işini bıraktıktan sonra oğlu Ragıp'a dönerek, yoksa anason mu yedi bu? diye sorar. Ragıp bir gün önce içki aldığından haberi olmayan babasının bu sorusuna, durumu kurtarmanın sevinci ve telaşıyla; evet, tabii ya...Nasıl da aklıma gelmedi. Dün Keş'lerin anason tarlasına kaçırdıydık da...Orda biraz yemiş olmalı.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman