ANAHTAR
ne çok güler
ne çok söyleşirdi
fırtınadan önce
sesi de sözü de
tavındaydı hakçasına
zambak vadisinde
perili köşk dilememiş
saklamamıştı düşlerini
yaşam öğretmeninden
bilmiyor muydu sanki
körolasıca yıllar
gün kızıla dönmemiş
dünya
yalnızlığına soyunmamıştı
kolayca buldum sandığında
mutluluğun anahtarını
gece nedir
karanlık nedir
bilmiyordu ki daha..
ah o dinmez
kambursu sızılar..
an be an
anımsatmasa olmaz
oysa
daha bu sabah
söz vermişti kendisine
hiçbirşey
bozamayacaktı tadını
alabildiğine,özgürce
eskisi gibi
çocuklar gibi
koyverecekti kahkahalarını
çınlayacaktı yer gök
açacaktı sevdiğine
sımsıkı kapattığı
körelsin diye
kor şişler soktuğu yüreğini
hekimsen
sağalt sancımı
ver merhemimi diyecek
yaslayacaktı yorgun başını
yüreğinin tam üstüne
kışı yaza çevirmek de
mutluluğun sarhoşluğu da
bu olsa gerekmiş
bitmezmiş
ne acılar,ne sevinçler
bitmezmiş
insanların öyküleri
bitmezmiş
ferhat ile şirinler..28.12.09
Kayıt Tarihi : 4.7.2017 15:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yusuf Işık 3](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/07/04/anahtar-100.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!