AMERİKA ŞİİRLERİ

AMERİKA ŞİİRLERİ

Mustafa Kolay

Kurtlar sarmış her taraftan Anadolu’mu
Hâlâ anlamayan varsa açıklayım durumu
Avrupa sağ kolumu tuttu, Amerika solumu
Bir anda anlayamadım, lan bu vatanın sonu mu

2006- Zeytinburnu
..

Devamını Oku
Yusuf Bilge

Efkârını zıt kelam anlatırken azimli;
O’nun bu cinliğine tüküren, “lama kinli”;
Zemheride yanıyor, yaz ortası donuyor,
Baharı güz sanıyor, yüzde bin Arjantinli…

• Lama: Güney Amerika devesi; Kızdığında tükürmesiyle ünlenmiştir.
..

Devamını Oku
Çiğdem Demircan

Biz kim miyiz?
Belki artık şaşırmaktan yorulmuş, bu yüzden de kendimize küsmüş, yapmaktan çok yapamadıklarına bahaneler arayan insanlarız… Hep küskünleri oynamışız hep geriye dönmeyi düşlemişiz tarihin sürekli akan ırmağında, hep arkamızı dönmüşüz aydınlığa ve ya aynı yöne baktığımız insanların gözünün üstünde kaş aramışız ya da ardımızdakileri kirletmişiz ayaklarımızdan sıçrattığımız çamurlarla ya da ezmişiz insanları bir böcek gibi aynı ayaklarla, yetmeyince tanklarla, silahlarla…

Her dönemde insan olmak ne kadar basite indirgenmiş ya da insan olma hakkını almak…

Yağmalamak meşru bir hak mı ellerimizde? ! ...
Ve Amerika yağmalama hakkını elinde bulunduran ülkelerden biri ve yağma deyince ilk akla gelen emperyalist ülke her nedense(!) . Ve Amerika’da Grand Canyon’un kızıl kayaları artık öksüz, tıpkı bugün Irak’ta yakılan ağıtları dinleyen yıkıntılar gibi…
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Terör bahane, güven sarhoş, keyif nahoş, göreceli
Ülkeleri düşünce duvarına çarpan bu hayalet ilki
Dünya insanlığının mayhoş şaşkınlıkta sabrı kederli
Şu, Allah aşkını tiksindirmeye hükümet çok yeterli…

İnsan, şerrin böylesini elinin tersiyle iter
Tarihin en sağlam kalesi bile sus biter
..

Devamını Oku
Fikret Gürsoy

Amerika da, gazilere verilen nişanedir
Mor Kalpli insanların, özelliği nedir?
Memleketi için savaşıp ta, olan gazidir
Bütün ülke sathı, O gazilere saygılıdır

Mor Kalpli insanlara, polis selam durur
Amerika insanı, onlar için, duyar gurur
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Küresel ısınma diye bilimsel bir açıklama ister. Konu olarak ancak, çalışan ile çalışmayan, kanun açığı ve kağıt üzeri duruyor olgusuyla kanunsuzluğu kullanış, hak ve hukuk arası önem taşıyor vatandaş olarak. Bir ülkenin, vatanın vatandaş olmak, dünya vatandaşı olmayı gerektiren bir çağa ilerlenildiği, nüfus artımı ile iş denetimi arasındaki dengenin bir uçurum açıklığı, bundan faydalanan ve kurtuluş isteği gereğinin yetersizlik arasında çalkalanışı, bilgi ve bilgilenmenin iletişim ile ilgileşim inancının sarsılması, şehircilik, tarımcılık, teknolojik, finansal yine dengesiz planlamayı zorlandırıyor olduğu gerçeğinin yıprandığı bir çağdayız.

Uzman ısmarlamak elbette doğrudur. Ama, her ülkenin her çıkan, çıkarılan sorunlarına karşı, kendi heyetinin sürekli gelişen çalışma ekibi olmalı. Zira, sömürge veya kapitalist çatışmayı doğuran savaş çanlarının çabukluğuna karşı, ortaklık ve dönüşüm modelleri ölçekleri her ülkeye aynı hız veya görünümle tehlikeler, insan hak ve hukukları ötesinde ulus bilinci ile insan sağlığı arasında sorumluluğu kaynaştırmaya sürüyen bu fırsatçılık güdümü amaçlarda ve karşıtında elbette hareketlilik olabilir, çare olabilir, ama çözüm olamıyor.

Küresel ısınma, deprem bölgesi, volkan yöresi yerleşim alanları, doğa çevresi gerekliği ölçekleri olarak, yeniyi mi önce uygulayıp sonra eskiyi restore etmeli diye genel bir reçete olamayacağına bilinç taşımalı. Denenmiş olan, ister düşüncelerde, ister yapılanmada, denenmiş olnların hatalısını tekrarlamak hiçte güzel değil. Gelişmiş ülkelerin eski silahlarını tüketmeye zorlandırılmak hiçte hoş değil. Her iddia arasındaki prestij ve imaj hastalığından yoğun halk kitlesini kullanarak faydalanmanın olmadığı bir çözüm, önce garanti altına alınmalı. Alternatif finansman planlamaları yerel bir heyet ile halka açık, halkı paralelinde bilgilendiren bir çalışma olmadıkça, dönüşüm daha da pahalıya mal olacağı kaçınılmaz olur. Tecrübeli olan her durum akıllı bir çözüm olmayabilir, tecrübe ama dinlenmeli. Bir Nükleer enerji hatası yeryüzünde yeter ve artar ölçekte devasalığı kanıtladı. Bu hatayı, bu belayı tekrarlamak hızlı ve yoğun zenginleşmek diye, toplu ölüm, sağlığı topluca ve toptan sarsan bir derdi daha tekrarlamak, Hitler yaptı biz de yapalım benzetmesinden hiç de farksız değildir.

Vatan sınırının sözde önemsizleştiği, şehirleşme diye, dönüşüm diye bir tek şehir planlamak dahi Türkiye için büsbütün felakettir. Türkiye ile komşu ülkeler de düşünülecek, birlikte kalkınması ancak, bir şehirleşme dönüşümü, yapılanması düşünülebilir. Dönüşüm diye bir tek şehri düşünmek, çorap söküğü efekti ile akıl almaz tehlikenin eşiğinde olmanın, biliniyordu veya bilinmiyordu gibi bir oyalanmayı kaldıramayacak kadar gerçekler duruyor açık seçik. Halk anlamıyor uygulaması Türkiye için asla geçerlilik bulamaz, uygulanamaz.
..

Devamını Oku
Sema Lale

Çok susadık nehirlerin nerde ey şehir Gözlerimiz işgal altında cumhuriyetlerdir Meydanlarımız meydan okumadadır hayale Meydan okuyan bir meydandır Sema Lale Ant içilmiş akarsular gibidir Yaz eskir kış gelir İkiyüzlülük kurşun geçiren bir yelektir Aşırı ve itinayla terletir Kulaklarınız uzar Pinokyo Abi ahlakınız kısalır Waşhingtonistan bilinmez nerdedir F tipi bir arazidir ama asla terim değildir Mahallede bir İhsan Abi var acayip balıkçıdır Hiçbir kedi bu fikirde değildir Gözleriniz görselliğinizle Irak olur aman ha Diliniz tek sözdür aslında Söz miladı delirtir Milat takvimi kurar Amerika katil Amerika katil
..

Devamını Oku
Langston Hughes

Amerika Amerika olsun yeniden.
Döllensin yeniden o düş.
Hani öncü gelir ya düzlerden
Özgür bir yurt bulmak için yollara düşmüş…


(Amerika’nın görmedim Amerika olduğunu ben.)
..

Devamını Oku
Ümüt Güngör

Görünmüyor Kerkük Obam Dumandan,
Çapulcular ne anlarki imandan,
Amerika zulüm saçar limandan,
Bekletmeyin bizi fazla kumandan.

Sabır taşı kırk yerinden eriyor,
Peşi sıra kötü haber geliyor,
..

Devamını Oku
Necmettin Özelçi



Dostluğu bak dostluğa!
Rusyadan otuz dolara aldığın gazı,
Ver yüzyirmi dolara...
Türkiye, her şeye razı!

..

Devamını Oku
Selaattin Çoban

ZALİM
Amerika tetikte ha vurdu ha vuracak
Saddam sayesinde küçük İsrail kuracak
Mazlum ıraklının kanadını kolunu kıracak
Saddam zalim buş katil ıraklının suçu ne
**
Barbar buş ırakı ikiye hatta üçe bölecek
..

Devamını Oku
Özgür Doğan 2

Hiroşima sevgilim

Herkes ayaklandı sana karşı, Hıroşima sevgilim
Amerika sen geri dön diye japonyayı bobbalıyor, sen gidiyorsun
Evet biliyorum paronoyak olan sen değilsin masallar, ama sen gittin üçüncü dünya savaşı çıktı, arkandan sadece el sallıyabildim
Elveda hırojima sevgilim
..

Devamını Oku
Onur Şevik

Ya Amerika'ya düşman ol,
Gücün yettiğince savaş...
Yada Amerika'ya dost ol,
Sonsuza kadar kendinle savaş...!

Ya Amerika'ya düşman ol,
Kafirle savaş.
..

Devamını Oku
Berzan

Vicdani reddin kökenlerini Ortaçağ'da ilk olarak orta Avrupa feodal beyliklerinde bulmak mümkün. O dönemde çeşitli Hristiyan tarikatları feodal beylerle anlaşmalar yapıp, bir çeşit 'savaş vergisi' ödeyerek üyelerini ordu hizmetinin dışında tutuyorlardı. Bu durumu gerçek anlamıyla vicdani red olarak tanımlamak mümkün değildir; zira, reddetmek denen insani yeti hiçbir çağda bedeli para ile ödenen birşey olarak ortaya çıkmamıştır. Bu çizgiyi ilk terkeden ve feodal rejimin ya askerlik hizmeti ya savaş vergisi dayatmasına karşı ilk radikal çıkışı gerçekleştiren Almanya'daki 'Wiedertaeufer' tarikatı, Katolik kilisesinin kışkıtmasıyla kanlı bir şekilde bastırıldı. Sonrasında 18. yüzyılda Ingiltere'de, dini inançları nedeniyle şiddet kullanmayı, askerlik yapmayı ve vergi vermeyi reddeden 'Quaker' tarikatını görüyoruz. Quakerler gerekçelerinin açıklığı ve tavırlarındaki tutarlılıkla ilk vicdani retçiler olarak adlandırılabilirler.

Vicdani retçilerin 20. yüzyılda ilk kitlesel çıkışı 1. Paylaşım Savaşı sırasında Ingiltere'de gerçekleşti. Savaşa çağrılan binlerce insan savaşa katılmayı reddettiler, 3.000 tanesi hapse atıldı. Bu çıkıştan sonra 1921 yılında Ingiliz retçilerin önemli bir bölümünü oluşturduğu WRI (War Resisters' International - Uluslararası Savaş Karşıtları) kuruldu. WRI daha sonra yerel savaş karşıtı örgütlerin ve vicdani red örgütlerinin uluslararası çatısı haline geldi.

Vicdani red hareketi 1968 ve sonrasında bütün Avrupa'yı sarstı. Avrupa devletleri vicdani red hakkını '70'lerin ortasından başlayarak tanımaya başladılar. '80'lerin başında Yunanistan ve Türkiye dışında bütün Avrupa ülkelerinde vicdani red hakkı tanınmış durumdaydı. Ancak vicdani red hakkı 'sivil hizmet' zorunluluğuyla birlikte elde edilebildi. Silahlı hizmet yapmak istemeyen insanlar gene zorunlu olarak ve çoğunlukla askerlikten daha uzun bir süre hastane, okul vb. sosyal birimlerde çok düşük ücretlerle hizmet etmeye zorlanıyorlar. Batılı liberal devletler bu yasal düzenlemeyle Avrupa vicdani red hareketinin büyük bölümünü yönlendirmeyi başardılarsa da, bugün, hem askerlik yapmayı hem de sivil hizmet yapmayı reddeden insanlardan oluşan 'total red' hareketi Avrupa, Latin Amerika ve Afrika'nın çeşitli ülkelerinde sürmektedir. Bu tavır devletin birey üstündeki hiçbir tasarrufunu kabul etmemesi ve uluslararası savaş düzenine her ne biçimde olursa olsun hizmet etmeyi reddetmesi ile radikal savaş karşıtlığının gerçek taşıyıcısı durumundadır.
..

Devamını Oku
Münir Üsküdar

Sen Asya kadar sade
Afrika kadar sıcak
Avrupa kadar şirin
Amerika kadar ihtiraslı
Ama sen..
Avustralya kadar uzaksın...

..

Devamını Oku
Diyar Susmaz

Ne istiyorsun Amerika
Ne istiyorsun söylesene
Yetmedi mi geçmişte dökülen kanlar
Yetmedi mi o suçsuz o masum insanlardan
Boş yere alınan canlar
Duyabiliyor musun Amerika
Dokunabiliyor musun çocukların gözyaşlarına oradan
..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

KENDİNE GEL AMERİKA KÜLTÜRÜNÜZLE ZEHİRLEMEYİN İNSANI! .

ROMA; HAÇLI SEFERLERİ VAHŞETİNE HÜKÜM VERSE NE YAZAR! .
TOM COURSE; KIZILDERİLİ ÖĞRETİSİNDEN; YENİ DİN YAPSA! .
VAN DAME; JAPON DÖĞÜŞÜ USTALARINI MAĞLUP ETSE FİLMDE! .
RAMBO’LAR; YİNE EKMEK DİYE DİLENECEK ÇARESİZLİKLERDE! .

..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

MİLENYUMUN HORTUMCUSUSUN, KATİL AMERİKA! .

ÖZGÜRLÜĞÜM İÇİN; KENDİME GÜVENSEM BEN ve;
AMERİKADAN EMİR ALMADAN DOĞRULSAM BEN DE,
ATİLLA İLHAN EFENDİMİZ GİBİ; SUÇ MU AŞK! .
SEN DE DOĞRUL, SEN DE SIYRIL AMERİKA’LI! .

..

Devamını Oku
Bilal Sili

Amerika giremedi
Bir Türk girdi Wietnam'a
Fazla ayak diremedi
Haber edin sılama heyy

Pek yakındır geleceği
Türklük olacak gerçeği
..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

ŞU CENNET DÜNYAMIZIN İNSANLARINI; HAYAL ile KANDIRMAYALIM: NE OLURSUNUZ ARINALIM! .

Verin Bize, Teslim Edin Bize; VURGUNCU, KIRMIZI BÜLTEN ARANAN, ARINAMAMIŞ İNSANI! .
Bizler; Onu: ISLAH ETMEYE ÇABALAYALIM, YANLIŞ YOL TUTTUĞUNU, ANLATMAYA ÇALIŞALIM! .
AMERİKA; VURGUNCUYA, SOYGUNCUYA ve HORTUMCUYA YATAKLIK ETMEKTEN VAZGEÇEMEZSE EĞER;
NASIL ANLATILIR: ARINMIŞLIK! . NASIL ANLATILIR; YALAN SEVDANIN BOŞLUKTAKİ CENNETİ! .

..

Devamını Oku